🌤️ Must May Might Can T Konu Anlatımı

105; Can, Can’t Konu Anlatımı, Örnek Cümleler - 356 Present perfect definition: The present perfect tense is a verb tense used to express actions that occurred at a non-specific time ‘Were’ is used when the subject is a plural noun or pronoun » Present Perfect and Simple Past » Exercise; Present Perfect and Simple Past 1 In each In other words, it expresses one event that was completed before another past event Remember! For regular verbs, we add -ed She was very happy Students fill in the dialogue then they may Here are two pages to practise past simple in all sorts of sentences in 9 exercises, the last being a Grammar: Past simple tense Grammar: Past simple tense. NationalExam in English. - We use will to express a strong possibility that something is true, especially when we don’t have actual evidence at the moment. That will be Maria on the phone - she said she’d call. - We use must to express complete certainty. That must be Maria on the phone - she’s the only person with my new number. Can – Could. May – Might. Will – Would. Must. Should. Modal Verbs konusunu pekiştirmek için aşağıdaki İngilizce modals örnek cümlelerini inceleyelim. İngilizce Modal Verbs ile Cümle Örnekleri. I can swim like a proffesional – Bir profesyonel gibi yüzebilirim; You shouldn’t consume too much sugar. Must ile Have to zaten aynı anlamda iki kelimedir. Türkçe mantıkla bakarsak fakat ile lakin ilişkisine eş değer kelimeler denilebilir. Nerede kullanacağını seçerken ise Türkçe karşılığı (-meli, -malı, zorunda, gerek) anlamına gelmektedir bu çerçevede değerlendirmeliyiz. Modalverbs (will, would, should, may, can, could, might, must) precede another verb. Modals do not have subject-verb agreement or take the infinitive “to” before the next verb. This handout shows how modals in academic writing can change a sentence’s meaning into a prediction, suggestion, or a question. Modals can also serve a social Var olan bir duruma (bir kanıt, bir dayanak) bağlı olarak yaptığımız çıkarımlar/tahminler için kullandığımız modal yardımcı fiillerine “modals of deduction” denir; diğer bir deyişle “çıkarım modal’ları”. Bu fiiller yaptığımız çıkarımdan ne kadar emin olduğumuza ve yaptığımız çıkarımın olumlu ya da olumsuz olmasına göre değişmektedir. May bir şey yapmak olasılığı veya iznini anla­mını göstermek için kullanılır: You may come, gelebilirsiniz. You may not come, gelmeyebilirsiniz. Geçmiş za­manı: might (mayt). Örnek: You might come, gelebi­lirdiniz. Must: kesin bir yüküm, zorunluğu anlatır: We must learn, öğrenmeliyiz. We must not eat, yememeliyiz İngilizcecan’t İle İlgili Cümleler. Herhangi bir eylemi yapamadığını belirtirken can’t kullanılır. I can’t swim (Yüzemiyorum) You can not run (Koşamıyorsun) My child can’t read yet (Çocuğum henüz okuyamıyor) She can not play piano (O piyano çalamıyor) We can’t go to the cinema tomarrow (Yarın sinemaya gidemiyoruz z1Ibji. “Might Have V3” kip belirteci, “May Have V3” ile aynı anlamda kullanılabilir. Geçmişte gerçekleşmemiş bir ihtimali ifade eder. Ayrıca, beraber kullanıldığı eyleme “yapılabilirdi ama olmadı” anlamını katar. Örnek Cümle 1 How different things might have been if your mother had been alive. Örnek Cümle Çeviri 1 Annen hayatta olsaydı, işler ne kadar da farklı olurdu. Örnek Cümle 2 You might have given a formal complaint after the officer yelled at you. Örnek Cümle Çeviri 2 Memur sana bağırdıktan sonra resmî bir şikayette bulunabilirdin. Örnek Cümle 3 They didn’t answer the call. They might have left home or they might have gone to bed. Örnek Cümle Çeviri 3 Telefonu açmadılar. Evden çıkmış yada uyumuş olabilirler. Örnek Cümle 4 This poem might have been written by Shakespeare. “might/may have been + V3 yapısı ile bu kip belirteci edilgen Passive olarak da ifade edilebilir. Örnek Cümle Çeviri 4 Bu şiir, Shakespeare tarafından yazılmış olabilir. Can, Should ve Must’ın Olasılık Durumlarında Kullanımını Öğrenin! Türkçede kip olarak geçen modal adını verdiğimiz sözcükler, sözcüklere ek anlam kazandırmamıza yardımcı olurlar. Yetenekler, izinler, yasaklar gibi durumlarda kullanabildiğimiz bu sözcükler, bu yazımızda söz edeceğimiz olasılık durumlarında da kullanılırlar. İngilizcede günümüz ve gelecekle ilgili olasılıklardan söz ederken can, should, must, could, may ve might sözcüklerinden yararlanabiliriz. İngilizce öğrenen birçok kişi, hangi durumlarda hangisinin kullanılması gerektiğini karıştırabiliyorlar. Bu yazımızda sizlere bunların nasıl kullanılması gerektiğini açıklamaya çalışacağız. En yaygın kullanılanı “can”dir. İngilizce öğrenen birçok kişi, can’i neredeyse tüm olasılık durumları için kullanmaktadır; ancak bu çok da doğru bir kullanım değildir. Örneğin, “Belki yağmur yağacak/yağabilir” demek istediğinzde “It can rain tomorrow.” dememenizi öneririz. Dilbilgisi olarak baktığınızda hiçbir sıkıntısı yok; ancak kulak tırmalayabiliyor ve iyi bir İngilizce değil. Bunun kullanımını sonrasında vereceğiz. Günlük İngilizcede can’in yaygın olarak duyulmasının nedeni, kimsenin doğru ya da yanlış olup olmadığını umursamamasından ötürüdür. Öyleyse “can” nerede kullanılır? Genel olasılıklarla ilgili konuşurken can uygun bir kullanımdır. Örneğin Learning a language can be difficult. Dil öğrenmek zor olabilir. Bu, çoğumuz için geçerli değil midir? Dil öğrenmek kolay bir süreç değildir ve genel bir olasılık söz konusu, bu yüzden can kullandık. Russia can be very cold in winter. Rusya kışın çok soğuk olabilir. Rusya’nın kışın çok soğuk olabileceği genel bir olasılıktır, herkes bilir. It can be dangerous to ride a bicycle in the city. Şehirde bisiklet sürmek tehlikeli olabilir. Şehirde bisiklet sürerken yaralananlar ve daha kötüsü ölenler var. “can’t”i de es geçmeyelim Olanaksız bir durumdan söz ederken can’t kullanırız. Örneğin John can’t be in the US now because he told me that he was in England. John şu anda ABD’de olamaz çünkü bana İngiltere’de olduğunu söyledi. Diyelim ki ben dün John ile konuştum ve bana İngiltere’de olduğunu söyledi; ancak arkadaşınız Amerika’da olduğunu söylüyor. Bunun olası olmayacağını düşünürsünüz durumu bildiğiniz için. O yüzden can’t dedik. Peki ya “should”? Bunu anlamak biraz daha kolay çünkü mantıksal ve normal bir beklentiden söz ettiğimiz durumlarda kullanırız. Örneklere bakalım The vet has given my cat medicine, so he should feel better soon. Veteriner, kedime ilaç verdi, o yüzden kısa süre içinde daha iyi hisseder. İlacın kediye iyi bir etkisi olacağını hepimiz bekleriz. Bir beklenti söz konusu. Our team is much stronger than theirs, so we should be able to beat them easily next week. Bizim takımımız onlarınkinden daha güçlü, öyleyse onları önümüzdeki hafta kolayca yeneriz. Should kullanmak daha iyidir, çünkü cümleyi kuran kişi mantıksal bir yargıdan doğan bir beklenti içinde. Şimdi de “must”tan söz edelim. Must’ın anlamca güçlü bir sözcük olduğunu biliyorsunuzdur. Güçlü olasılıklarda ve çıkarımlarda kullanabiliriz. İşte örnekler Her shoes are here, so she must be here. Ayakkabıları burada, öyleyse o, burada olmalı. Kimse ayakkabıları olmadan başka bir yerde olmaz normal durumda, bu yüzden o kişinin ayakkabılarını kapının önünde gördüğümüz için %99 olasılıkla burada olduğunu düşünüyoruz. You must be the new accountant. Sen yeni muhasebeci olmalısın. Yeni birisinin işe başladığını duydunuz ve o kişiyi muhasebe bölümünde gördünüz, o zaman o kişinin yeni muhasebeci olduğundan emin olarak bu cümleyi kurabilirsiniz. He mustn’t hear me over all the noise. Bunca gürültünün arasında beni duymuyor olmalı. Gürültülü bir ortamda sizi kimsenin duymasını beklemezsiniz, o zaman bu durumda mustn’t kullandık. İngilizce konuşma odaklı bir dil kursu olan Konuşma Kulübü’nde CEFR kriterlerine uygun eğitim müfredatı ile İngilizceyi ilk dersten itibaren her ders konuşursunuz. Böylece İngilizce konuşurken öğrenmeniz gereken tüm ifadelere hâkim olursunuz. Konuşma Kulübü'nün İngilizce konuşma odaklı derslerinde yeni bilgiler öğrenirsiniz ve İngilizceyi konuşarak öğrenme imkânı bulursunuz. Günlük hayatınızda da bu bilgileri özgüvenle kullanabilirsiniz kendinizi İngilizce olarak rahatlıkla ifade edebilirsiniz. Ders dışı aktivitelerimizden biri olan Grammar Club etkinliğimize katılabilir, gramerde eksik olduğunuz konuları tamamlayabilirsiniz. Could, May ve Might’ın Olasılık Durumlarında Kullanımını Öğrenin! Önceki yazımızda sizlerle can, should ve must sözcüklerinin olasılık durumlarında nasıl kullanıldığına bakmıştık. Bu yazımızda da could, may ve might sözcüklerinin aynı durumlarda nasıl kullanıldığını inceleyeceğiz. İngilizce öğrenenlerin en çok sorun yaşadığı sözcüklerden birkaçı olabilir bu üçü. Ayrıca öğrencilerin, could ve might’ın yalnızca geçmiş zamanda kullanıldığını sanması da kafa karıştırıcı olabiliyor. Could ve might sözcükleri aynı zamanda günümüz ve gelecekle ilgili olasılıklarda da kullanılmaktadır. Örneğin, giysi dolabınızın sağlam olmadığını görüyorsunuz ve birisinin üstüne düşerse yaralayacağını ve daha kötüsü sakatlayacağını biliyorsunuz. Bu durumda, The wardrobe looks very precarious. It could injure someone. Dolap çok sakat/tehlikeli duruyor. Birini yaralayabilir/sakatlayabilir. Bunun olup olmayacağını bilmiyoruz; ancak olursa ve olduğunda sonucun iyi olmayacağını biliyoruz. Burada gelecekteki bir olasılıktan söz ediyoruz. Bu tür durumlarda may de kullanılabilir. Could ve may anlamca birbirine yakındır. Hangisini kullanmaya karar vermeye çalışırken eylemi göz önünde bulundurmanız size çok yardımcı olacaktır. O işi yapmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Yapması kolay mı, zor mu? Örneğin I may/could see my friend today. Bugün arkadaşımla görüşebilirim/arkadaşıma uğrayabilirim. Arkadaşınızla görüşüp görüşmeyeceğinizi bilmiyorsunuz; ancak yine de bir olasılık var. Eğer bu kişi sevmediğiniz birisi olsaydı ya da dışarı çıkasınız olmasaydı aşağıdaki cümleyi kurabilirdiniz. I might see my friend today. Bugün arkadaşımla görüşebilirim/arkadaşıma uğrayabilirim. Anlayacağınız üzere, might sözcüğü daha az olası durumlar için kullanılıyor. Daha da anlaşılır kılmak için şu örneklere bakalım I might travel to Antarctica someday. Bir gün Antarktika’ya yolculuk yapabilirim. Antarktika’ya gitmek kolay değildir ve herkes de gitme şansını yakalayamıyor. Ancak aşağıdaki örneğe bakacak olursak; We may/could go downtown this weekend. Bu hafta sonu şehir merkezine gidebiliriz. “May/Could” ile bir cümle kurduğunuzda daha olası bir durumla ilgili konuşuyorsunuz. Bir örnek daha Çoğumuz ödev yapmayı sevmeyiz, öyleyse; She might do her homework tonight. “O, bu akşam ödevini yapabilir.” diyebiliriz. We could play some video games this weekend. “Bu hafta sonu video oyunu oynayabiliriz.” Bu cümlede daha yüksek bir olasılık vardır. Pek de gitmek istemediğiniz bir parti düşünün. I might not go to the party. “Partiye gitmeyebilirim.” demeniz daha yerinde olacaktır; çünkü “I may not go to the party.” derseniz karşınızdaki kişi anne babanızdan izin alamadığınızı düşünebilir. Eğer birisi partiye gitmeyi isteyip istemediğinizi soruyorsa ve alaycı, iğneleyici yanıt vermek istiyorsanız “Yeah, I might.” diyebilirsiniz. Hava durumuyla ilgili olasılıklarda da could, may ve might kullanabiliriz. It could/may rain tonight. “Bu akşam yağmur yağabilir.” dediğinizde, daha olası bir durumdan söz ediyorsunuzdur; ancak It might rain at the weekend. “Bu hafta sonu yağmur yağabilir.” dediğinizde daha az olası bir durumdur. İngilizce konuşma odaklı bir dil kursu olan Konuşma Kulübü’nde uluslararası regülasyonlara uygun eğitim müfredatı ile her ders İngilizce konuşursunuz. Konuşma Kulübü'nün İngilizce konuşma odaklı derslerinde yeni bilgiler öğrenirsiniz ve İngilizceyi konuşarak öğrenme imkânı bulursunuz. Günlük hayatınızda da bu bilgileri özgüvenle kullanabilirsiniz kendinizi İngilizce olarak rahatlıkla ifade edebilirsiniz. Ders dışı aktivitelerimizden biri olan Grammar Club etkinliğimize katılabilir, gramerde eksik olduğunuz konuları tamamlayabilirsiniz. İngilizcede “Might” kip belirteci, “may” kip belirteci ile benzer kullanımlara sahiptir. Bu iki belirtecin arasındaki fark, “might” kip belirtecinin gerçekleşme ihtimali daha düşük olan durumlarda kullanılmasıdır. Olasılık belirtme, izin alma/izin verme gibi anlamlar içerir. Ayrıca “may” belirtecine göre daha resmi ve kibar bir kullanıma sahiptir. Doğrudan anlatımda “may” yapısı bulunan cümleler dolaylı anlatımda “might” yapısı ile ifade edilir. Olumlu, olumsuz ve soru kalıplarında kullanılabilen bu kip belirteci ile devrik cümle yapılarında da karşılaşılabilir. Etken Active cümlede özneden sonra, eylemden önce yer alır. Eylem yalın halde bare infinitive kullanılır. Edilgen cümlede ise “be+past participle” yapısıyla kullanılır. Örnek Cümle There might be life on other planets. Örnek Cümle Çeviri Başka gezegenlerde hayat Cümle Might I go to the powder room?Örnek Cümle Çeviri Tuvalete gidebilir miyim? Örnek Cümle a “What are you doing this weekend, Jim?” “Oh, I may go to New Zealand or I may visit my aunt in the nursing home.” Direct Speech/mayÖrnek Cümle Çeviri a “Bu haftasonu ne yapıyorsun, Jim?” “Ah, Yeni Zelanda’ya gidebilirim yada teyzemi huzurevinde ziyaret edebilirim.” Dolaysız Anlatım/may Örnek Cümle b Jim said that he might go to New Zealand or he might visit his aunt in the nursing home. Indirect Speech/ might Örnek Cümle Çeviri b Jim, Yeni Zelanda’ya gidebileceğini yada teyzesini huzurevinde ziyaret edebileceğini söyledi. Dolaylı Anlatım/might Örnek Cümle We didn’t clean the house, we might as well change the bed Cümle Çeviri Evi temizlemedik, bari yatak çarşaflarını değiştirelim. Örnek Cümle Run as he might, he can’t outrun his enemy. Örnek Cümle Çeviri Ne kadar kaçsa da düşmanını geçemez. Örnek Cümle “Why is she smiling in her sleep?” “She might be having a nice dream.” “Might” kip belirtecinin eylemin “progressive” -ing hali ile kullanımı vardır. Örnek Cümle Çeviri “Neden uykusunda gülümsüyor?” “Güzel bir rüya görüyor olabilir.” Örnek Cümle It might be suggested that most European prisons have a higher rate of rehabilitating Cümle Çeviri Çoğu Avrupa hapishanelerinin, mahkumları iyileştirmede daha yüksek orana sahip oldukları öne sürülebilir.

must may might can t konu anlatımı