🃏 Anne Ile Ilgili Hikayeler Kısa
Sevmiyorumben memnuniyetsiz olmayı. Hayat çok kısa, her anı çok değerli. O nedenle elimizdekilerle mutlu olabilmek lazım. Hele hele arada sırada hayallerimiz gerçekleşiyorsa değmeyin keyfimize. Daha ne ister ki insan. Sağlık ve huzur olduktan sonra mutluluk bizimle zaten. Bize sadece onu fark etmek kalıyor.
AileHakkında En İyi Kısa Öyküler – İlginç Edebiyat. Mayıs 27, 2022 Yazarı: Mutluluk ve Diğer Hikayeler (1920), Katherine Anne Porter, “O”. Katherine Anne Porter (1890-1980) sadece bir roman ve otuzdan az kısa öykü yazdı, ancak en ünlü ve eleştirmenlerce beğenilen eserleri arasında ‘O’ ile önemli bir
8Dakikada Makro Evren Uzaydan, Mikro Evren Atom Altına Yolculuk Video. Evrenin büyüklüğü. 1- Evrende yaklaşık olarak .000 (2 trilyon) galaksi vardır. 2- Galaksilerin her birinde de yaklaşık olarak 500.000.000.000 yıldız vardır. 3- Uzayda uzaklıkların ölçümünde ışık yılı denilen birim kullanılır.
Lütfenilgili maddelerden bu sayfaya bağlantı vermeye çalışın. (Nisan 2022) Anne Hébert; Hébert hakkında biyografik bir belgesel olan Anne des vingt jours'u yayımladı. Hatıra posta pulu Kısa hikayeler ve romanlar. Le torrent. (1950),2-89406-033-5 -
DansEtmeyi Seven Gümüş'ün Hikayesi Hikaye oku, dini hikaye, macera hikayeleri, çocuk hikayeleri, ilginç hikayeler gibi bir çok hikaye etiketinin yer aldığı bölüm 5 de ago. de Doğayı Korumakla İlgili Hikaye Örneği. Son Hikayeler Aşk Mektupları “26 11” IV Mar 28, · Doğa İle İlgili Bir Hikaye Yazınız. de Daha fazla
Ahmetgüldü: “Olur mu öyle şey. Bizim oynadığımız oyunların daha güzelleri okulda var.” Dedi. Murat, okula gitmediği için pişman olmuştu. Eve döndüğünde annesinin yanına gitti ve “Anne, ben okula gitmek istiyorum.”. Dedi. Annesi, Murat’ın okula gitmek istemesine çok sevinmişti. O gün Murat, erkenden uyudu
DEDEKORKUT HİKAYELERİ KISA ARAŞTIRMA. DEDE KORKUT HİKAYELERİ Merhaba, bildiğiniz üzere Türk Edebiyatında pek çok farklı akım ve hikaye türleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Dede Korkut Hikayeleridir. Oğuzların destanını anlatan Dede Korkut Hikayeleri en eski destansı hikayeler olması sebebiyle hakkında pek çok şey
Türklerdeisim verme geleneği ile ilgili kısa hikayeler Türklerde isim verme geleneği ile ilgili kısa hikayeler. Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. Günümüzde ise bebeğe ismini dedelerden biri verebileceği gibi anne babanın ortak kararı ile de verilmektedir. Bebeklere genelde çok sevilen bir
FatihSultan Mehmet Köprüsü İle İlgili Bazı Kısa Bilgiler * Nekropsi albümü Sayı 2:10 yılda bir çıkar'da, grup üyelerinden Cevdet Erek'in annesi Aysel Erek'in çektiği inşaat fotoğrafı kapakta yer almaktadır. ***DİNİ HİKAYELER (242) ***HİKAYELER (98)
mRSSDsm. Aile Ve Anne İle İlgili Hikayeler Öyküler Deli Sevdam Aile ve anneyle ilgili hikayeler öyküler, Değerler eğitimi aile ve anne ile ilgili hikayeler öyküler, Aile ve anne konulu hikaye ve öyküler, Anneler günü hikayeleri, anneler günü ile ilgili hikayeler, en güzel anneler günü hikayesi, anneler gününe özel hikayeler, annelerin değerini anlatan hikayeler, annelere özel hikayeler, anneler günü ile ilgili öyküler… Annenin Fedakarlığı Çocuk, babasından aldığı harçlığı vaktinden önce bitirmiş ve günlerdir istediği top için yeterli parayı biriktirememişti. Birkaç hafta sonra yaz tatiline girecek olması, onu bu konuda endişelendirip yeni kaynaklar aramaya sevkediyordu. Evlerine gelen son aylık dergide "Her hizmetin bir ücret karşılığında olduğu"nu okuyunca, sevinçle havaya sıçradı. Buna göre, ailesine yaptığı yardımların da bir karşılığı olmalıydı. Çocuk bu fikirle harekete geçip gördüğü işlerin listesini çıkardı ve bunların yanına da ücretlerini yazdı. Fırından ekmek almak için 200, çöp dökmek için 100, annesiyle pazara gitmek için 500 lira hiç de fazla toplamı 25 bin lira tutan listeyi imzalayıp annesinin çantasına koyduğunda, bu akıllıca keşfinden dolayı gözleri ertesi gün yatağının başucunda 25 bin lira ile birlikte küçük bir kağıt parçası buldu. Kendi hazırladığı listeye benzeyen ve annesinin imzasını taşıyan kağıtta"Seni hayatım pahasına dünyaya getirmenin, yıllarca bezlerini yıkamamın; binbir güçlükle besleyip büyütmenin karşılığı, sadece sevgindir ve yanağından aldığım bir öpücüktür" yazıyordu. "Kazandığın parayı güle güle harca yavrum."Cüneyt SUAVİ Aile ile ilgili kısa bir öykü, Aile ile ilgili Hikaye Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu. Çocuk babasına -Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun, diye sordu… Zaten yorgun gelen adam, -Bu senin işin değil, diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk -Babacım lütfen, bilmek istiyorum, diye üsteledi. Adam -İlla da bilmek istiyorsann, 20 milyon, diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk -Peki bana 10 milyon borç verir misin, diye sordu. Adam iyice sinirlenip -Benim senin saçma oyuncaklarına ve benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat, dedi. Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı. Adam sinirli sinirli; "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder ?" diye düşündü Belki de gerçekten lazımdı… Yukarıya, çocuğunun odasına çıktı ve kapyıı açtı… Yatağında olan çocuğa -Uyuyor musun, diye sordu. Çocuk -Hayır, diye cevap verdi… -Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim, dedi. Çocuk sevinçle haykırdı -Teşekkürler babacığım… Ve hemen yastığının altından diğer buruşmuş paraları çıkardı. Adamın suratına baktı, yavaşça paraları saydı. Bunu göre adam iyice sinirlenerek -Paran olduğu halde neden para istiyorsun? Benim, senin saçma Çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok, diye yeniden kızdı… Çocuk; -Param vardı ama yeterince yoktu, dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı -İşte 20 milyon… Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?.. Annenin değeri hakkında bir hikaye Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. Bir gün Tanrı’ya sormuş; "Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler. Fakat, ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?" "Tüm meleklerin arasında senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın." "Peki, insanlar bana birşey söylediklerinde, dillerini bilmeden, söylediklerini nasıl anlayacağım?" "Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek. Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgi ile öğretecek." "Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?" "Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek." "Dünyada kötüler olduğunu da duydum. Beni onlardan kim koruyacak?" "Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak." "Fakat, ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm." "Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve ulaşmanın yolunu öğretecek." O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar; "Şimdi gitmek üzere isem, benim Meleğimin adı ne?" "Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, "ANNE" diye çağıracaksın." ANNE VE EVLADI hikaye Annemin yalnızca bir gözü vardı. Ondan nefret ederdim… Çünkü bu durum beni utandırıyordu. Ailemizi geçindirmek için okulda aşçılık yapardı. İlkokulda iken bir gün annem bana merhaba demeye gelmişti. Yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi? Onu görmezden geldim. Ona nefretle baktım ve oradan kaçtım. Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım dedi ki“Eeee, senin annenin yalnızca bir gözü var!” Yerin dibine girmek istedim. Ve de annemin ortadan kaybolmasını istedim. Bu yüzden o gün onunla karşılaşınca dedim ki, “Beni gülünç duruma düşüreceğine ölsen daha iyi?!!!” Annem karşılık vermedi. Dediklerim hakkında bir saniye bile durup düşünmedim çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni ilgilendirmiyordu. Onu evde istemiyordum.. Çok çalıştım ve Singapur’a okumaya gittim. Sonra evlendim. Kendi evimi aldım. Çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum. Bir gün annem beni ziyarete gelmişti. Kaç yıldır beni görmemiş ve torunlarını tanımamıştı. Kapıya gelince çocuklarım ona güldüler. Ona “Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin! HEMEN BURADAN GİT!” diye bağırdım. Buna annemin sessizce “Kusura bakmayın. Yanlış adrese geldim galiba” dedi ve gözden kayboldu. Bir gün mezunlar toplantısı için okuldan bir mektup aldım. Karıma “iş seyahatine gidiyorum” diye bahane uydurdum. Mezunlar toplantısından sonra sırf meraktan eski eve gittim!!!. Komşularım, annemin öldüğünü söylediler. Hiç üzülmemiştim. Bana verilsin diye annemin bıraktığı bir mektup verdiler. “En sevgili oğlum, her zaman seni düşünüyorum… Singapur’a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzgünüm. Mezunlar gününe geleceksin diye çok sevinmiştim. Ama seni görmek için yataktan kalkabilir miyim bilemiyorum. Sen büyürken sürekli bir utanç kaynağı olduğum için üzgünüm. Biliyor musun… sen çok küçükken bir kaza geçirmiştin ve gözünü kaybetmiştin. Anne olarak senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım. Bu yüzden sana kendi gözümü verdim… O gözle benim yerime görüyor diye seninle o kadar gurur duyuyordum ki. Bütün sevgimle….. Annen… Anne konulu bir hikaye Kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı "anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?""görmüyor musun? Telefon la konuşuyorum."Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı şey erteleniyordu telefon ve Araba söz konusu de eve misafir gelecek oldumu kendisine hiç yer kalmıyordu. Nerelere gitsindi?Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan Tencere kaşık sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti. "sana yardım edeyim mi?" dedi en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı. "hayırdır. Bir yaramazlık filan. Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten."Yorgunluk nasıl bir şeydi. Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır "nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni" Diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi. Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, ne diye annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu."anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor." "uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum."Bu kelimeden nefret ediyordu. Yorgunum. Yorgun olduğumdan. Böyle yorgun yorgunken…"anneciğim sen yorulma diye…" "yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz." "hani siz yoruluyorsunuz ya…" "eeee…." "ben de oynamaktan yoruluyorum." "ne yapayım?" "bilmem…"Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü öfkeyle söylenmeye başladı."mum da yok" diye diye karıştırdı dolapları el sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavsan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavsan kafası yaptı. "bak deli tavsan" diyerek parmaklarını gecen arabaların farları duvardaki tavsana yol açtı. Tavsan alabildiğine hür dolaştı sağda kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla yavaşça kanepeden aşağı sonra ışıklar geldi. kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti birden. Kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini. Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu. ANNENİN ÇOCUĞUNA SEVGİSİ HİKAYE, ÖYKÜ Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilkokula başlayınca işler değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı. Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti. Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hala çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti. Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı. Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı. Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmiş, kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu. Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak "Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?" Yaşlı doktor "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!." diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!." Cüneyd Suav Cevap Aile ve anne ile ilgili hikayeler öyküler Kayıtsız Üye çok güzel bir konu hazırlamışsınız saolun 🙂 Cevap Aile ve anne ile ilgili hikayeler öyküler Kayıtsız Üye Bu hikaye çok güzel olmuşşş Kayıtsız Üye Annelerimiz Rabbimizin bizler için seçtiği koruyucu meleklerdir. Boşuna değil şikayetleri sırtlarındaki kamburdan, yaradan. Günü gelince kanat çıkarıyorlar oradan… sevill Misafir Üye harika bir konu eklemişsin saol forumlord Misafir Üye Bence ilk hikaye cokk güzel qma diğerlerini okumadigim icin bilmiyorum Misafir Üye ikinci hikaye beni çok duygulandırdı bence en güzeli oooo 🙂 Canım Türkiyem Annelerimiz bizler kızsalarda bizi sevdiklerini hepimiz biliyoruz . Onlar bizim koruyucu meleklerimiz , şefkat dolu yürekli annelerimizdir. Seni seviyorum anne. Sen bunu bilmesen bile . seni çoooooooook seviyorum…
Anne ile ilgili masallar, öyküler ve diğer içerikler Yavru Ceylan Ve Annesi Sesli MasalAnnesini Darıltan Alkame Dini Hikâye-ÖyküMasal Dinleme İçerikAnne Tekir Flash MasalAnne Köpek Sesli MasalBüyük Annenin Çizmeleri Sesli MasalAnne Güvercin Ziyaretçi MasalıAnne Ayının Sorunu Sesli MasalÜvey Annem Yazılı MasalAnnenin Hizmete İhtiyacı Var Dini Hikâye-ÖyküAnneye İtaat Dini Hikâye-ÖyküDevekuşu Yavruları Yazılı Masal Anne ile ilgili 12 içerik bulundu
Bir gün Peygamberimiz ashabıyla oturmuş sohbet ederken yanlarına telaşlı bir kadın geldi. Bu Hazreti Alkama’nın karısıydı. Onlara – Ya Resulallah! Eşim şuan eşim ölüm döşeğinde can çekişiyor. Kelimei şehadet getirmeye çalışıyor ama yapamıyor. Eşimin imansız gitmemesi için yardım eder misiniz ? dedi. Peygamberimiz sas ona şu soruyu sordu – Eşin daha önceden kötü fiillerde bulunmuş muydu? Kadın -Kocam namazında niyazında biriydi, ibadetlerini yerli yerince yerine getirirdi, bir kötülüğünü görmedim, dedi. Peygamberimiz sas yeniden sordu -Kocanızın hayatta kalan akrabası var mıydı ? -Sadece ihtiyar bir annesi var. Bunun üzerine Peygamberimiz sas ihtiyar kadının gelmesi gerektiğini söyledi. Gelince kadına -Oğlun sana nasıl davranırdı, diye sordu. Kadın samimiyetle cevap verdi -Evleninceye kadar bana çok iyi davranırdı. Evlendikten sonra hanımının sözüne gitti, benimle ilgilenmedi. Daha sonra evini ayırdı. Ben buna üzüldüm, darıldım. Peygamberimiz sas ihtiyar kadına oğlunun içinde bulunduğu durumu anlattı -Oğlun ölüm döşeğinde can çekişiyor. Kelimei şehadet getiremiyor. Eğer hakkını helal etmezsen cehennemde yanacak! Kadın -Hakkımı helal etmiyorum, ya Resulallah, dedi. O esnada Alkama hala kelimei şehadet getirmeye çalışıyordu. Peygamberimiz sas oğlunun öbür tarafta yaşayacağı durumu annesinin daha iyi kavraması için orada bulunanlara odun getirmelerini emretti. Bir süre sonra evin önüne odunlar yığıldı. İhtiyar kadın odunlarla ne olacağını merak etmişti -Ya resulallah, o odunlarla ne yapacaksın? diye sordu. Peygamberimiz sas -Oğlunun Cehennemde nasıl yanacağını sana göstereceğim, dedi. Kadın oğlunu canlı canlı ateşe atacaklarını düşünerek -Ya resulullah yakmayın oğlumu, tamam hakkımı helal ettim, dedi. O esnada Alkama’nın dili çözüldü ve şehadet getirdi. Ardından çok yaşamadı ve öldü. Bu yazı 4668 kere okundu.
Evvel zaman içinde, çok şirin bir kız ve onun güzel mi güzel bir annesi varmış. Şirin kız ve annesi birlikte yaşarmış. Birbirlerini çok sever, her şeyi birlikte yaparlarmış. Her gece Anne şirin kızının saçlarını tarar, onlara en güzel masalları okurmuş. Birbirlerinden 1 dakika kadar ayrı kalsalar özlemeye başlarlarmış. Küçük bir kasabada yakalayan şirin kız ve annesi komşuları ile de çok iyi geçinirmiş. Aynı zamanda hayvanları çok severlermiş. Hayvanlara yemek verirmiş, onlara sarılırlarmış. Aynı zamanda doğa ile iç içe yaşarlar. Ağaçlar, kuşlar, böcekler ile konuşurlarmış. Bu şekilde güzel bir hayat sürerken bir gün aniden tuhaf bir şey başlarına gelmiş. Anne ve küçük kız evde otururken birden kapı zili çalmış. Karşılarına dev gibi kocaman bir adım çıkmış. Bu Dev gibi adamı görünce anne biraz tedirgin olmuş. Sonuçta evlerinde küçük bir kız varmış. Daha önce dev görmeye kadın biraz kaygılanmış ve dev adama buyrun demiş. Dev adam kocaman bir kafaya, kocaman bir buruna sahipmiş. Normal insanların yaklaşık 2 katı kadar gövdesi varmış. Kadına gülümseyerek bakmasına karşın, güldüğü hiç anlaşılmamış. Biraz eğilmiş ve kadına fısıldamış; ’ Bu evde minik bir kız varmış. Ben o minik kızı dün gördüm ve bahçede oyun oynuyordu. Çok sevdim onu izlemeyi. Onunla arkadaş olmak istiyorum’’ Anne bunları duyunca ne yapacağını bilememiş. Adamın yaklaşımı güzelmiş ama dev olduğu için korkmuş. Birden bire minik kız annesinin yanında belirmiş. Dev adam onu görünce yüzü o kadar gülmüş ki, koskocaman bir ses çıkmış. Minik kız dev adamın yanına geçerek ’ Sen neden bu kadar büyüksün?’ demiş. Anne kızına ’ Kızım öyle şeyler deme, ayıp’ demiş. Adam ise gene gülmüş. ’ Hayır ayıp değil, ben kocamanım, sen ise miniksin. Senle minik kız ve kocaman adam olabiliriz’’ demiş kıza doğru dönerek. Adam’ın annesi yokmuş. Tek başında küçük bir kulübede yaşıyormuş. Çok yalnız bir adammış. Dev olduğu için insanlar ondan korkar, yanına yaklaşmak istemezmiş. Fakat kalbi tertemiz bir adammış. Minik kızın annesi adam ve minik kız birlikte oynamaya başlamışlar. Anne, dev adamı çocuğu gibi görmeye başlamış. Minik kızına ne hediye alırsa aynılarını dev adama da alıyormuş. O kadar güzel bir arkadaşlık olmuş ki, görenler kıskanmaya başlamış. Dev adam bir gün hikayesini anlatmış. ’ Ben senelerdir burada tek başıma yaşıyorum. İnsanlar beni dış görüntüm nedeniyle çok yargılıyorlar. Herkesin sırayla kapısını çaldım, çoğu insan kapısını açmadı bile. Ama siz öyle değilsiniz. Kapıyı açtınız ve benle arkadaş oldunuz. Ben tek başıma yaşadığım için insanlarla konuşmayı bilmediğimi sanıyordum. Ama sizle olan iletişimim çok güzel. Anne ve kız arasındaki sevgiyi siz de gördüm. Beni de çok sevdiniz, hem bir annem oldum hem de kardeşim. Size gerçekten çok teşekkür ediyorum.’’ Minik kız bu sözleri duyunca çok mutlu olmuş ve duygulanmış. Dev adam minik kızı sırtına almış ve tüm ormanı bu şekilde uzun uzun dolaşmışlar… Dünya üzerinde her insanın görüntüsü aynı olmayabilir. İnsanları dış görünüşlerine göre yargılamak yerine onların kalplerine inmek gerekiyor. İnsan kalbi aslında herkeste yumuşaktır. Fakat bazen bu tam anlamı ile gün yüzüne çıkmaz. Bunu çıkarmak için insanları tanımak, onlara yakınlaşmak gerekir. İnsanlar birbirlerinden korkarsa, dünya olduğu yerde sayar. Sevgi, güzellikler ve daha niceleri hayata tutunmakla, insan tanımakla olur. Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.
anne ile ilgili hikayeler kısa