🫏 Engellilerin Sosyal Hayatta Karşılaştığı Sorunlar

6. Sosyal Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Engelli bireyler diğer pek çok alanda olduğu gibi sosyal alanlarda da bazı sorunlarla karşılaşmaktadır. Sosyal bir varlık olan insan, çevre edinme, iletişim kurma, yeni ilişkiler edinme, çalışıp bir şeyler üretme ve yakın ilişkiler kurup aktif olma odaklıdır. Engellilerin, engelsizler kadar çok yüksek beklentileri yok. Her engelli sadece kendisini rahatsız etmeyen bakışlar ve davranışlar içerisinde sokağa çıkmak ister. Evet, sadece sokağa sıradan biri olarak çıkabilmek ister. Çünkü engellileri evlerine hapseden en önemli sorun, onların engeli değil, toplumun kendilerini SÖZCÜ, engelli bireylerin günlük hayatta ne gibi sorunlarla karşılaştığını ve engelli bireylerin sosyal hayata daha aktif ve etkin katılımı için neler yapılması gerektiğini Yolda ticari taksiyi çeviren kişi tekerlekli sandalyede ise taksici engelliyi almadan geçiyor. 3: İşitme engelliler yoldan karşıdan karşıya geçerken korna vs sesleri duyamadıkları için zorluklar yaşıyor. 4: Yaya geçitlerinde rampa, işaretleme, sesli sinyalizasyon vb, uygun düzenlemelerin bulunmaması. Biz bu 4 maddeyi bulabildik. Engellilerin Karşılaştığı Sorunlar. Engellilerin karşılaştığı problemler bunlarla da kalmıyor. Bunların üzerine toplum tabakasının da duyarsız kalması eklenince problemlerin art arda gelmesine olanak sağlıyor. Bazen insanlar için çok ufak olan araç park etmek gibi bir detay onlar için uzun soluklu bir problem Engelli bireylerin ve ailelerinin toplumla bütünleşme sürecini; yoksulluk, eğitimsizlik, fiziksel şartların olumsuzluğu, özel hayata ilişkin sorunlar, işsizlik gibi nedenlerin, özellikle toplumsal hayata katılımın en önemli göstergesi ve temel bir insan hakkı olan çalışma hakkı, engelli vatandaşlarımız açısından halen temel bir sorun olarak varlığını sürdürmekte. MHP Genel Başkan Yardımcısı Depboylu engellilerin sorunlarına dikkat çekti Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kadın, Aile ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, "Engellilerimizin yaşamın pek çok alanında karşılaştığı sorunlar, engeli olan bireylerin içinde yaşadıkları toplumla işlevsel bir bütünlük içinde Bayrakçı, “Engellilerin de bu hayatta aktif olabilmek için yani tüketici toplumdan üretici olabilmeleri için istihdamda yer verilmesi gerekir. Engelli vatandaşlarımızın işe alımda uygulanan rasyonel olmayan kriterler, yeterliliğine bakılmaksızın engellilerin düşük profilli işlere layık görülmeleri başlıca sorunlardan Yürüme engelli: Merdivenlere engelli giriş çıkışı konulmalıdır.Ayrıca yanarında birileri yardımcı olabilmek için bulunmalıdır. Görme engelli: Yanında yardımcı biri bulunmalıdır ayrıca kitap okumasını sağlamak için kabartma harfler kullanılmalıdır.Aynı zamanda bu işlem gazetelerde,okullarda,marketlerde ve ISYsRq. Ana Sayfa Engelli İşitme ve konuşma engelli kişilerin yaşadığı sorunları, fiziksel, iletişim, eğitim, istihdam ve ebeveynlik gibi sorunlar yer alır. 13 Temmuz 2020 Okuma süresi 2dk, 55sn Başlıklar1 İşitme ve Konuşma Engelli Bireylerin Yaşadığı İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Eğitim ve İstihdam İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin İletişim İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Fiziksel İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Ebeveynlik Sorunları İşitmenin tamamını yada bir kısmını kaybetmiş ve işitme kaybının getirmiş olduğu iletişim problemlerinin oluşturduğu duruma işitme engeli denilmektedir. Bu engel durumuna sahip bireyler anlatmak istediği durumu yada konuyu ifade etmek için beden dilini kullanmak ve konuşma bozuklukları kendi içerisinde bazı gruplara ayrılır; Konuşma Akışı BozukluklarıSes BozukluklarıArtikülasyon Bozuklukları İşitme ve Konuşma Engelli Bireylerin Yaşadığı Güçlükler Engelli kişilerin sorunları, hem ülkemizde hem de dünya ülkelerinde daha aktif ele alınmaya başlanmıştır. Konuşma ve işitme bozuklukları, engelli kişilerin sosyal ve duyusal becerilerini ve konuşma engelli kişilerin yaşadığı sorunlar maddeler halinde incelemek gerekirse; Eğitim ve İstihdam Sorunlarıİletişim SorunlarıFiziksel SorunlarEbeveynlik ile İlgili Sorunlar İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Eğitim ve İstihdam Sorunları Genel olarak engelli kişilerin en büyük sorunlarının başında eğitim gelmektedir. Engelli kişilerin toplumla bütünleşmesini sağlamak için eğitimin yeri oldukça önemlidir. İşitme ve konuşma engelli kişilerde; organ kaybı yada fiziksel sorun görünmediği için toplumumuzda en az dikkat çeken engelli kişilerdir. Sağlıklı çocuklar yedi yaşında eğitim almaya başlarlar. İşitme engele sahip çocuklar ise okul öncesi eğitim alamadıkları için okuma ve yazma öğrenememektedir. Bu yüzden işitme engelli kişiler eğitim hayatlarından geri kalarak eğitim tam olarak tamamlayamazlar. İşitme ve konuşma engelli kişilerin istihdam sorunları 4857 sayılı iş kapsamında iş yerlerinin engelli çalıştırma zorunluluğu vardır. Elli ve üzeri işçi çalıştıran işyerleri kamuda %4, özel sektörde %3 engelli çalıştırmak zorundadır. İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin İletişim Sorunları İşitme ve konuşma engelli kişiler kavram gelişimleri ve dil gelişimleri yetersizdir. İşitsel sorunlarından dolayı bilişsel gelişim sürecine olumsuz etki etmektedir. İşitme engelli kişiler düşüncelerini ifade etmekte zorlandıkları için çevresi ile iletişim kurmakta zorlanırlar. Bu durum nedeniyle kendilerini kötü hissetmekte ve öz güvenleri gelişmemektedir. İşitme Engelliler ile Nasıl İletişim Kurulur İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Fiziksel Sorunları İşitme ve konuşma engeline sahip kişiler, diğer insanlara göre farklıdır. Psikomotor bakımından işitme kanalı ve sinirlerdeki tahribat nedeniyle denge sorunu yaşamaktadır. İşitme ve konuşma engelli kişilerin fiziksel sorunları ip üstünden atlama, ileri geri yürüme, geri geri yürüme gibi durumlarda zorlanırlar. Fiziksel etkinliklerde yer almaması sonucu sosyal, ruhsal ve bedensel sorunlar yaşadığı bazı araştırmalar ile ortaya çıkmıştır. Bu araştırmaların sonucu bazı işitme ve engelli kişilerin fiziksel sorunların başında; sosyal ortama girdiğinde evden ayrılma korkusu, fiziksel aktivite eksiklikleri ve yeteri kadar egzersiz yapamaması gelmektedir. İşitme ve Konuşma Engelli Kişilerin Ebeveynlik Sorunları Toplumumuzda ne yazık ki engelli kişilerin anne olmamaları konusunda baskıya uğradığı gözlenmektedir. Engelli Kadınlar çocuk sahibi olmak istediklerinde toplum tarafından olumsuz şekilde yargılanırlar. Engelli kadın çocuk sahibi olduğunda emzirme sorunu ve emzirmeye yönelik sorunlar yaşamaktadır. Engelli kadınlar çevresinden doğru şekilde sosyal destek alırlar ise, bu sorunun üstesinden gelmektedir. Post Views Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu? Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü... Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu UTEF Başkanı Mutlu Mete Kaçar, SÖZCÜ'ye özel açıklamalarda bulunarak, engelli bireylerin günlük hayatta ne gibi sorunlarla karşılaştığını, engelli bireylerin sosyal hayata daha aktif ve etkin katılımı için neler yapılması gerektiğini anlattı. Dünyada 1 milyardan fazla engelli bireyin olduğu belirtiliyor. Elbette yaşayan her canlı birer engelli adayıdır. 3 Aralık Dünya Engeliler Günü de tüm dünyada engelli haklarına dikkat çekildiği, sivil toplum kuruluşlarının etkinlikler düzenlediği farkındalık günü olarak karşımıza engelli bireylerin günlük hayatta ne gibi sorunlarla karşılaştığını ve engelli bireylerin sosyal hayata daha aktif ve etkin katılımı için neler yapılması gerektiğini Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu UTEF Başkanı ve federasyonun ilçe temsilcisine SÖZCÜ“TÜRKİYE ENGELLİLERİN ULAŞIMI KONUSUNDA AVRUPA STANDARTLARINI YAKALAMIŞ DEĞİL”Şu anda ülkemizde 8,5 milyon civarında kayıtlı engelimiz bulunduğunu belirten UTEF Başkanı Mutlu Mete Kaçar, “Ama maalesef şartlarımız istenilen nitelikte değil. Son 10 yılda Türkiye'de engellilerimize sahip çıkılmaya başlandı ve bu vesileyle de en basitinden engellilerimiz maaşa kavuşmuş oldu. Engelli yakınları, bakıma muhtaç bireyler için maaşa kavuşmuş oldu. Tabi ki daha yapılabilecek çok şey var. Engellilerin ulaşımları ile ilgili bir sürü problemleri bulunmaktadır ve uluslararası düzeyde düşünürsek Avrupa’nın standartlarına baktığımızda Türkiye o standartları henüz yakalamış değil” dedi.“ÖZELLİKLE KALDIRIM SORUNLARININ ÇÖZÜLMESİ GEREKİYOR”“Engelli bireyler sokağa çıktığı sürece, hayata, yaşama baktığı sürece biz de hangi engellerle karşılaştıklarını görme imkanı buluyoruz” diyen Kaçar, sözlerine şöyle devam etti; “Engellilerin şehirlerarası ve şehir içinde karşılaştığı problemlere gelirsek; mesela akülü tekerlekli sandalye ile giden bir engellimizin şarj istasyonlarının yeterliliği konusunda sıkıntılar var. Engelli bireyler için ortak alanlardaki tuvaletler ile ilgili de oldukça sıkıntılar mevcut. Özellikle kaldırım sorunlarının çözülmesi gerektiğini düşünüyorum”Engelli bireylerin sorunlarını çözmekteki en önemli adımın eğitim olduğunu söyleyen Kaçar, “Çünkü eğitim her engeli aşar. Bu eğitimde aileden başlar, ailenin bilinçlendirerek toplumla bütünleşmesi her zaman bizde başarıyı yakalar” diye konuştu.“SADECE SOSYAL YARDIMLARLA ENGELLİ BİREYLERİN SORUNLARINI ÇÖZEMEYİZ”Merkezi Antalya'da olan federasyonun Muratpaşa ilçe temsilcisi ve aynı zamanda özel eğitim öğretmeni Ebru Serim de engelli bireylerin sosyal hayata aktif ve etkin bir şekilde katılabilmeleri için özel eğitimin önemine dikkat engelli bireylerin toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar yaşadığını söyleyen Serim, “Sadece sosyal yardımlarla engelli bireylerin sorunlarını çözümleyemeyiz. Eğitimsiz engellinin ne kendisine ne de topluma katkısı olabilir. Eğitim alma hakkı engelli bireylerin anayasal hakkıdır ve özel eğitim, genel eğitimin bir parçasıdır” dedi.“ENGELLİ İNSANLARIN TOPLUMA KATILIMI İÇİN ÖZEL EĞİTİM ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”Özel eğitimin asıl amacının, engelli kişinin yaşamı boyunca kendi kendine yetebilmesini sağlayacak becerileri kazandırmak olduğunu belirten Serim, “Özel eğitim doğumdan ölüme kadar devam eden bir süreci kapsar. Mesleki eğitim de bunun bir parçasıdır. Zihinsel engelli insanların toplum yaşamına tam katılımının sağlanması için gereken becerilerin özel eğitim sürecinde kazandırılması önem arz etmektedir. Bu sebeple eğitim sürecinde kişiye özel yaklaşım olmadığı sürece eğitimde başarıdan söz edilemez” şeklinde konuştu.“ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ EKSİKLİĞİ HAD SAFHADA”Sosyal yaşama katılabilmenin, engelli birey için çok önemli olduğuna dikkat çeken Serim, “Eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamak bu eksikliğin çoğalmasına sebebiyet verir ki bu da engelli bireylerin kendilerini geri çekmesine, böylece toplumdan ayrışmalarına sebep olur. Engellilerin, özel eğitim gerektiren bireylerin topluma etkin ve üretken kişiler olarak katılmalarını sağlamak gereklidir. Ancak burada önemli bir husus daha var. Özel eğitim veren okullarımızda öğretmen eksikliği de had safhadadır” açıklamasında bulundu. Haberler > Onlar da Bizim Gibi, Sadece Duyamıyorlar. İşte "İşitme Engellilerin Yaşadığı Bazı Sıkıntılar" - 0920 - 1857 Ülkemizde sayıları 3 milyona yaklaşan işitme engelliler görünen hiçbir kusurları olmadığından en az dikkat çeken engel grubudur. Fakat eğitim ve bilinç gelişimi açısından en sorunlu grup olduğu bir gerçektir. İşitme engelliler için hayati önem taşıyan “3 E” Erken teşhis, Erken cihazlanma ve Erken eğitim ülkemizde gerektiği gibi size yazacağım sorunlar, işitme engellilerin sadece benim bildiğim sorunları. Dipnot Ben işaret dili öğrendim ve dünyanın en güzel dili olduğunu iddia ediyorum. Lütfen siz de öğrenmeye çalışın. 1. Tüm bebeklere lütfen işitme testi yaptırın Çünkü işitme kaybı çoğunlukla bebeklikten gelir ve yeterli test yapılnadığı için çocuk hayata geriden başlar. Unutmayın İşitme engelli olsun olmasın tüm bebekler aynı sesi çıkarır... 2. İşitme cihazı seçimine dikkat! Analog cihazlar çocuklarda baş ağrısı yaptığı gibi olan duyuyu da kaybettirir. İşin aslı analog cihazlar masraftan başka hiç bir işe yaramamaktadır. 3. İlk eğitim süreci İlköğretime başlayan bir işitme engelli, bu safhadan sonra a-sosyal olma yolundadır. Eğer O'na diğer bireyler gibi olduğunu, tek kaybının işitme olduğunu aşılarsanız özgüveni yerine ÖNEMLİ Çocuklarınıza da işaret dili öğretin ki ilk tepkileri işitme engellilerle konuşmak olsun, olarla dalga geçmek değil 4. İleri eğitim süreci Maalesef ki bir çok işitme engelli için eğitimin ilerisi yok. Yani zeka ile ilgili hiç bir sıkıntıları olmamasına rağmen Ülkemizde bilinen üniversite mezunu sayısı 10'dan fazla değil. Bu durumun başlıca sebebi Üniversitelerde yeterince özel kontenjan ayırılmaması. 5. Kamu kurumlarında işitme engellilerin yaşadığı sıkıntılar Bir başka sorun da kamu kurum ve kuruluşlarında yetersiz dil bilgisinden kaynaklı anlaşamama... Mesela hiç bir resmi dairede ya da doktorda dertlerini anlatamadıkları için hem ailelerinden bir kişiye yarı bağımlılar hem de zaten sinirli oldukları için daha kurum ve kurulyuşları bünyesinde bir işaret dili bilen personel barındırırsa bu sıkıntıdan büyük ölçüde kurtulunur... 6. Toplumsal sıkıntılar Bu kısma dikkat 'İŞİTME ENGELLİLER BİZİM DÜNYAMIZDA YAŞIYORLAR'. Bu durumu şöyle anlatabilirim Lütfen bunu denemeyin. Bir işitme engelliye herhangi bir kamu dairesine girmemesi için 'yasak' işareti yaparsanız, O birey bir daha oraya girmez. Ta ki bir başkası bu durumun yanlışlığını kabul ettirene kadar...Yaşadığım bir olay buna çok iyi örnek olur. Randevu için gitmem gereken Makama, yolda gördüğüm bir işitme engelli arkadaşımı da alarak gittim. Binaya yaklaştığımda arkadaşım buraya girmenin yasak olduğunu söyledi. Yaklaşık 15 dakikada ikna ettim içeri girdik ve asansörde gördüğü güvenlik görevlisinin yanında tek kelime bile konuşmayı reddetti. Tabii ki yasak dendiği için. 7. Farklı işaret dilleri Ülkemizde ne yazık ki hala tek bir alfabe yok. Hatta şive bile var. Yaygın olarak Milli Eğitim'in kullandığı alfabe kullanılmaktadır. Tek çatı altında toplamak işlerini daha da ve bütün rock gruplarının yaptığı meşur bir işaret vardır... İşte o işaret evrensel işaret dilinde 'seni seviyorum' demek. An itibari ile işaret dili öğrenmeye başladınız bile ; 8. Medya desteği Acıdır ki işitme engelliler izledikleri bir çok programı anlamıyor. Sebebi basit Duymuyorlar ve anlamaları için bir çevirmene ihtiyaçları var. Bu konuda en iyi ve sağduyulu örnek Okan BAYÜLGEN. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır... Çalışmak farklılaşma, yoksulluk ve sosyal dışlanmanın kısır döngüsünden kaçmanın en etkili yoludur. Engelli insanlar, ne yazık ki bu kısır döngünün sürekli bir parçası haline gelmiş durumdalar ama yine de tüm çabalarıyla bu kısır döngüyü kırıp çıkmak için savaş veriyorlar. Bu döngüde en büyük engeli ise bir iş sahibi olmalarına ve toplum içinde kabul görmelerine ilişkin sorunlar oluşturuyor. Dünyanın her yerindeki işsizlik istatistiklerine rağmen, iş hayatı insan hayatının en büyük parçası olmaya devam ediyor. Çoğuna göre çalışmak, fiziksel varlığın devamı için gerekli birincil gelir kaynağını temsil ediyor. Sadece beslenme, giyinme, barınma gibi hayatta kalma haklarının devam ettirilmesinde değil; eğitim, kültür, sağlık gibi diğer birçok hakka sahip olmalarında da önemli bir yere sahip 'çalışmak'. Ne var ki, engelli birçok insan çalışma hakkından ya mahrum ediliyor ya da birkaç önemsiz ve vasıfsız işle görevlendiriliyor. Engellilerin gerekli eğitim, değerlendirme ve düzenlemelerle çok sayıda sorumluluğu yerine getirdikleri gözlense de işe alımlarda en son düşünülenleri yine onlar oluşturuyor. Tüm dünyada yükselen 'engelli' serzenişleri ne yazık ki ülkemizde en yüksek noktalara ulaşmış durumda. Ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmişliği ile bağlantılı olarak yaşanan sorunlar, Türkiye’nin gerek ekonomik gerekse sosyal ve kültürel ortamında engelli insanlara pek de fazla şans tanımıyor diyebiliriz. Ancak son zamanlarda gerek iş kanununda yapılan değişiklikler gerekse projelendirilen iş yeri düzenlemeleri, engellilerin çalışma hayatına daha olumlu bakmasını sağlıyor. Türkiye’deki mevcut durumun daha iyi analiz edilebilmesi ve alternatif çözüm planları bulunması bakımından, dünyadaki diğer çalışmalardan haberdar olmak yararlı olacaktır 1 Birleşmiş Milletler Engellilik Programı Tüm engellilere yönelik çalışmalar arasında en kapsamlısı olarak Birleşmiş Milletlerin bu konuda yürüttüğü program ve araştırmalar sayılabilir. Birleşmiş Milletler Engellilik Programı, Birleşmiş Milletler Sistemi içinde engellilere yönelik en önemli programdır. Program, Ekonomik ve Sosyal Çalışmalar Departmanı’nın, Sosyal Politikalar ve Gelişim Bölümü altında sürdürülmektedir. Programın temeli, 1982 yılında kabul edilen Engelli “İnsanlara Yönelik Dünya Faaliyet Programı”na ve 1994 yılında kabul edilen “Engelliler için Fırsat Eşitliğinde Standart Kurallar”a dayanmaktadır. Programın amaçları; engellilerin sosyal hayata ve değişime ayak uydurup katılması için destek vermek, engellilerin haklarını genişletmek ve itibarlarını korumak, iş, eğitim, bilgi, hizmet alanlarında eşit haklara sahip olmaları için çalışmak, şeklinde sıralanabilir. 2 Dünya Faaliyet Programı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 37/ nolu kararla kabul edilen Dünya Faaliyet Programı uyarınca engelli insanların toplumlarıyla bütünleşmesi için politik ve sosyal girişimlerde bulunulması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler Engellilik programı için bir çıkış noktası olan Dünya Faaliyet Programı DFP, engellilerin sosyal yaşama ve ulusal gelişmeye tam anlamıyla katılması için rehabilitasyon ve fırsat eşitliği konularına global bir yaklaşımı öngörür. Fırsat eşitliği, Dünya Faaliyet Programı’nın sosyal - ekonomik yaşamın her alanında engellilerin de yer almasına yönelik yol gösterici felsefesinin merkezini oluşturur. Bu ilkenin en önemli noktası, engellilerin sorunlarına dış dünyadan tecrit edilmiş bir şekilde değil, aksine normal ve günlük toplumsal yaşam içinde çözümler bulunmasıdır. Dünya Faaliyet Programı’nın engellilere ilişkin bölümünde, iş hayatındaki durumları da ele alınmış ve bazı saptamalar yapılmıştır. Ekonomik durgunluk dönemlerinde, sanayileşmiş ülkelerdeki iş arayan işsizler arasında engellilerin oranının, diğer insanlara göre iki kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Birçok ülkede, engellilere istihdam sağlamak amacıyla programlar ve düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çalışmalar şu uygulamaları kapsamaktadır Atölye çalışmaları, korunaklı çalışma alanları Kontenjan planlaması Engelli ve engellilere yardım eden kooperatif çalışmaları Bu çalışmalara karşın yapılan saptamalar, uygulamaların yetersiz olduğunu göstermektedir İstihdam edilen engelli çalışan sayısının işsiz engelli sayısının çok altında olduğu da gözlenmiştir. Gelişmekte olan ülkelerdeki engellilerin büyük çoğunluğu kırsal alanda yaşamaktadır. Aile ekonomisi tarıma veya kırsal başka bir geçim kaynağına bağlıysa ya da geleneksel geniş aile modelinde yaşanıyorsa, engellilere yararlı birçok görev verilmektedir. Ailelerin kırsal kesimden kentlere göç etmesiyle, tarımda makineleşme ve ticarileşme başladığından, engellilerin zaten kötü olan çalışma durumları daha da ciddi bir hal alır. Kentte yaşayanlar için iş rekabeti kaldıramayacakları kadar ağır ve diğer üretim faaliyetleri de oldukça kısıtlıdır. Buradaki engelli insanlar zorunlu bir hareketsizlik içinde, başkalarına bağımlı yaşamak zorunda bırakılmaktadır. Dünya Faaliyet Programı’nda var olan durumun yanı sıra ideal olan duruma da yer verilmiş ve bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Programa göre, gerek kırsal gerekse kentsel bölgelerdeki engellilerin üretken ve kazançlı iş fırsatlarına sahip olmaları için, üye ülkeler belli politikalar izlemeli ve destekleyici hizmet yapıları oluşturmalıdır. Kırsal istihdama ve engellilerin kullanmasına uygun ekipmana özellikle dikkat edilmelidir. Merkezi ve yerel yönetim düzeyleri arasında ortak bir strateji ve engellilerin istihdam olanaklarını genişletme fikrinden çıkılarak ortak bir faaliyet planı gerçekleştirilmelidir. Bu birliktelik, çalışma alanlarının düzenlenmesi yoluyla engellilerin yararlanması ya da zarar görmesini engellemek, iş yaşamından olumsuz etkilenenlere rehabilitasyon hizmeti vermek gibi çalışmaları içermektedir. 3 Engelliler İçin Fırsat Eşitliğinde Standart Kurallar Dünya Faaliyet Programı’nın yanı sıra Engelliler İçin Fırsat Eşitliğinde Standart Kurallar dahilindeki 19. Kural, engellilerin toplumla bütünleştirilmesi konusunda devlete düşen görevlerin altını çizmekte ve devletlerin engelli örgütleriyle temas kurarak eğitim programları hazırlaması gerektiğini ve bu programda yine engellilerin öğretmen, eğitimci ve danışman olarak çalıştırılmalarının doğruluğunu belirtmektedir. Toplumsal bütünleşmenin yanı sıra engellilerin iş hayatında adil ve eşit şartlarda çalışmasıyla ilgili 7. Kural ise devletlerce oluşturulacak programların; farklı engelleri olan çalışanlar için uygulanabilir olacak iş yeri tasarım ve düzenlemelerinin yapılması, yeni teknolojilerin kullanılmasında destek verilmesi, engellilerin söz konusu işi kazanmaları ve yürütmeleri için yardımcı araçların, aletlerin ve ekipmanın geliştirilmesi ve üretilmesi, uygun eğitim ve yerleştirmelerin gerçekleştirilmesi ve kişisel yardım, çeviri hizmetleri konularında destek verilmesi, gibi çalışmaları içermesi gerektiğini vurgulamaktadır. 4 Engellilere Yönelik Rehabilitasyon ve İstihdam Konvansiyonu Dünya Faaliyet Programı’nın ve Engelliler İçin Fırsat Eşitliğinde Standart Kuralların yanı sıra Uluslararası Çalışma Örgütünce hazırlanan, “Engellilere Yönelik Rehabilitasyon ve İstihdam Konvansiyonu” kapsamında, engellilerin daha iyi ve adil bir iş hayatına sahip olmaları için bazı kararlar alınmıştır. İzlenecek temel politikayı destekleyici maddeler de eklenmiştir. Bu maddelerden en önemlisi 4. Maddedir “Söz konusu politika engelli çalışanlar ile diğer çalışanların eşit olanaklara sahip olması ilkesini temel almalıdır. Engelli kadın ve erkekler için eşit muamele ve fırsatlar gözetilmelidir ...” Bu maddeden de anlaşıldığı üzere engelli insanların istihdam edilmesi, bu insanların beceri ve yeterlilikleriyle uyumlu paralel işlerin sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Konvansiyonun 5. Maddesi ise engellilerin çalışma hayatında korunmalarına ve eşit muamele görmelerine ilişkin alınması gereken önlemleri şöyle belirtmektedir “İş veren temsilcisi ve işçi temsilcisi, görüşmelerden sonra, engellilikten kaynaklanan durumlar doğrultusunda özel şartların ve düzenlemelerin yerine getirilmesine karar verebilir ki bu düzenlemeler genelde özel korunma ve yardımlaşmayı gerektirir ancak bu uygulama ayrımcılık zannedilmemelidir.” Aynı konvansiyonda hem işveren hem de işçi örgütlerinin devletle ve engelli dernekleri ile birlikte çalışarak engelli çalışanlarının haklarına sahip olmaları noktasında sorumluluk almaları gerektiği belirtilmektedir. Ve Türkiye... Dünya çapındaki bu anlaşma ve konvansiyonların yanında Türkiye’de yapılan çalışmaların çok fazla olduğunu söylemek zor olsa da Yeni İş Kanunu’nda engellilerin çalıştırılmasına ve çalışma koşullarına ilişkin maddelere de yer veriliyor. İş Kanunu’nun “Özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu” başlıklı 30. Maddesi altında çalışan engellilere ilişkin ifadeler yer almaktadır. Bu madde uyarınca “ ...İşverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde her yılın Ocak ayı başından itibaren yürürlüğe girecek şekilde Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranlarda özürlü ve eski hükümlü ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin B fıkrası uyarınca istihdamı zorunlu olan terör mağduru işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler ” Aynı maddede, gerek engelli gerekse terör mağduru ve eski hükümlü olan çalışanların niteliklerine göre işlere alınmalarının gerekliliğine ve işe alım sürecinin nasıl yönetileceğine de yer verilmiştir “...Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Adalet Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” İşverenleri, engellilerin çalışma ortamlarını engelleri çerçevesinde belirlemeye yönelten ve kötü çalışma şartları doğuracak ortamları oratadan kaldıran bir ifade de şöyledir “Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.” İş kanunu’nun 31. Maddesinde ise engelliler hizmet erbaplarına göre üç bölüme ayrılmaktadır ve engelleri derecesinde hizmet erbabının ücreti indirilecektir. “Madde 31. — Çalışma gücünün asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir Sakatlık indirimi; - Birinci derece sakatlar için lira, - İkinci derece sakatlar için lira, - Üçüncü derece sakatlar için liradır.” Yukarıda sözü geçen, dünya çapında yapılan çalışmalar ve hukuksal düzenlemelerin Türkiye’deki yansımaları engelli çalışanlar tarafından çok da tatmin edici bulunmuyor ancak Yeni İş Kanunu kapsamında engelli çalışanlara ümit veren gelişmeler olduğu bir gerçek.

engellilerin sosyal hayatta karşılaştığı sorunlar