👯 Bebeklerde Çoklu Besin Alerjisi Diyeti
BİZDENHABERLER. Bizi Sosyal Medyadan Takip Edin 28 Nisan 2014 - 10:11; Web Sitemiz Açıldı 28 Nisan 2014 - 10:11; 10. Ulusal Çoçuk Gastroenteroloji Hepatoloji Ve Beslenme Kongresi 28 Nisan 2014 - 10:11
Bebeklerdeilk başlanacak meyve suyu kış mevsimi için elma, yaz mevsimi için ise şeftali suyudur. Turunçgillerin suyu bebekte gaza neden olabileceği düşüncesiyle 6-9. aylardan sonra verilmelidir. Pekmez, Karbonhidrat (glukoz ve fruktoz), demir, potasyum ve kalsiyumdan zengindir. BEBEKLERDE BESİN ALERJİSİ
🎯Besin alerjisi olan bebeklerde dışkıda kan varsa önce eliminasyon sonra provakasyon diyeti yapılmalıymış. Eliminasyon diyetinde 3-6 hafta alejik olduğu düşünülen besin tüketilmiyor. Provakasyon diyetinde ise o besinler tüketilerek yeniden tanıtım yapılıyor.
Burdan defalarca söyledim en sık karşılaşılan besin alerjileri; 1- İnek sütü ve ürünleri. 2-Yumurta. 3-Buğday 'a karşı görülen alerjilerdir. Diyet yaparken buğday unundan yapılan ekmekler, kurabiyeler vs. tüketmemelisiniz. İçinde buğday bulanan her besinden ne yazık ki sorumlusunuz. Ciddi egzama ve dışkıda kan
Bebeklerdeki alerjilerin temel medikal tedavisi, alerjen besinlerin eliminasyonudur (diyetten çıkarılmasıdır). Hasta öyküsü ve alerjen besinlerin çeşitliliğine göre tek gıda eliminasyonu veya çoklu gıda eliminasyonu yapılır. 2-6 hafta arası yapılan eliminasyon diyeti tanı koyma aşamasında da belirleyicidir. Anne
Fakatbazı bebeklerde görülen süt alerjisi bu tarz bir beslenme şekline uygun düşmüyor. Süt alerjisi bebeğin inek sütü içerisindeki proteinlere karşı geliştirdiği bir reaksiyondur. Süt alerjisinin oluşmasının nedeni bebeğin sindirim sisteminin ve bağırsaklarının tam anlamıyla gelişmemesinden kaynaklanır.
Asıl adı inek sütü protein alerjisi olan, bebeklerde en sık görülen alerji çeşididir. İnek sütünün içinde yaklaşık 20 çeşit protein vardır ve bebek bu proteinlerden en az birine alerjik tepki verir. Alerjik tepki bağışıklık sisteminin anormal cevap vermesidir. Bebeğin anne sütü almaya başlamasından itibaren alerjisi varsa hemen tepki göstermeye başlar. Bebeğin
Bualerjiye sahip kişiler çilek yedikten sonra bazı belirtilerin ortaya çıktığını farkederler. Ortaya çıkan belirtiler bağışıklık sisteminin yediğiniz yiyeceğe tepki vermesiyle ortaya çıkar. Çilek alerjisi özellikle şu dokularda belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur: Deri. Burun. Solunum yolları.
Örneğin inek sütü alerjisi olan çocuğa süt ve süt türevleri içeren tüm besinler diyetten çıkartılır. Çoklu eliminasyon diyetleri: Eğer basit eliminasyon diyetinde alerjiye neden olan besin anlaşılmıyorsa daha karmaşık bir eliminasyon diyeti uygulanır. Çoklu eliminasyon diyetleri iki aşamada incelenir.
qHH2i. Bebeklerde besin alerjisi yaygın görülen bir durumdur. Bağışıklık sisteminin zararsız bir besini zararlı olarak algılaması, alerjik reaksiyon oluşmasına sebep olur. Bağışıklık sistemi, bu maddeye karşı savaş açar ve antikor üretir. Bu durum besin alerjisi oluşmasını sağlar. Bebeklerde pek çok besin alerjiye neden olabilir. Ancak bebeklerde yaygın bir şekilde besin alerjisine sebep olan 8 temel besin bulunur. Bu besinler; yumurta süt, soya, fındık, fıstık, balık, kabuklu deniz ürünleri ve buğdaydır. Bebeklerde besin alerjisine neden olan bu yaygın besinlerden bazıları yaşın ilerlemesi ile ortadan kalkarken bazıları ise ömür boyu alerjik reaksiyon yaratır. Kimi bebeklerde de birden fazla besine karşı alerjik reaksiyon da gelişebilir. Bazı araştırmalara göre bir besine alerjisi olanların başka bir besine karşı alerjik yatkınlığı olabileceğini ortaya koymuştur. Çoklu besin alerjisi belirtileri arasında; egzama, deri döküntüsü, kurdeşen veya ürtiker, reflü ya da tükürme, kusma, kabızlık, ishal, mide bulantısı, sinirlilik, dışkıda kan veya mukus, beslenme sorunları, büyüme sorunu veya gelişememe, hırıltılı solunum, nadir durumlarda da anafilaksi gibi durumlar yer alır. Bu belirtilerden bir ya da daha fazlası bebeğinizde gelişebilir. Bu belirtiler hafif seyredebilirken bazen çok ciddi boyutlara da ulaşabilir. Bebeklerde Çoklu Besin Alerjisi Tedavisi Bebeklerde besin alerjisine sebep olan besinlerin belirlenmesi için alerji uzmanının bir dizi test ya da uygulama yapması gereklidir. Deri testi ile alerjen olabilecek besinin çok az bir miktarı bebeğinizin derisinin altına yerleştirilir ve bebeğinizin o maddeye karşı nasıl bir tepki geliştirdiği gözlemlenir. Uygulama yerinde kızarıklık veya kabarıklık olması durumunda bebeğinizin o besine karşı alerjisi olduğu sonucu ortaya çıkar. Uygulama bölgesinde herhangi bir belirti yok ise başka bir besin ile test tekrarlanabilir. Alerji uzmanınız alerjeni bulmak için farklı test ve yöntemler de deneyebilir. Alerjeni bulmak tedavi bakımından çok önemli olmaktadır. Alerji uzmanınız, alerjik reaksiyona neden olan alerjeni bulduktan sonra çoklu besin alerjisinin kontrolü ve yönetimi çok daha kolay bir hale gelecektir. Besin alerjisinin en önemli tedavi yöntemi alerjenden uzak durmaktır. Örneğin bebeğinizin süt alerjisi varsa süt ve süt içeren ürünlerin tümünü beslenmesinden çıkarmanız gerekmektedir. alerjik reaksiyonun önüne geçmenin en etkili yolu alerjeni hayatınızdan dışlamaktır. Çoklu Besin Alerjisi Olan Bebeklerde Beslenme Çoklu besin alerjisi olan bebeklerin beslenmesine ebeveynlerinin son derece dikkat etmesi gereklidir. Çoklu besin alerjisi olan bebeklerde alerjiye neden olan besini bulduktan sonra bu yiyeceklerin beslenme listesinden çıkarılması gerekmektedir. Beslenmeyi doğru bir şekilde ilerletebilmek için tüm alerji kaynaklarının öğrenilmesi gerekir. Çoklu besin alerjisi olan ve ek mamaya ihtiyaç duyan bebeklerde alerji uzmanınız tarafından önerilen mamayı bebeğinize verebilirsiniz. Bazı alerjenlerin hangi besinlerde bulunduğu konusunda şüpheniz olabilir. Bu sebeple alerji diyetisyeni ile yapacağınız bir beslenme programı bebeğinizin alerjisini yönetmeniz konusunda daha emin adımlar atmanızı sağlayacaktır. Bebeğinizin süt ya da yumurtaya alerjisi olabilir. Bu besinlerden alabileceği proteinleri ve faydaları alabileceği alternatif besinler diyetisyen ya da alerji uzmanı tarafından size bildirilecektir. Bebeğinizin hem gelişiminin sağlıklı olması hem de alerjik reaksiyon geliştirmemesi için beslenme konusunda mutlaka biz uzmandan destek almalısınız. Çoklu Besin Alerjisi Olan Bebeklerin Anneleri Nasıl Beslenmelidir? Çoklu besin alerjisi bebekliğin ilk aylarında ortaya çıkabilen bir durumdur. Sadece anne sütü ile beslenilen dönemde de çoklu besin alerjisi ortaya çıkabilir. Anne sütünden bebeğe geçen proteinler alerji oluşmasına neden olur. Bu durumda emziren annenin beslenmesine dikkat etmesi gerekmektedir. Bebeğini alerji geliştirdiği besinleri annenin de diyet listesinden çıkarması alerjik reaksiyonu önlemede oldukça önemli rol oynar. Örneğin; bebeğinizin yumurtaya alerjisi varsa yumurta ve yumurta kullanılarak yapılan hiçbir yiyeceği tüketmemeniz gerekir. Paketli gıdaların çoğunda yumurta bulunur. Tüketilen paketli gıdaların içeriklerinin okunması gerekir. İçerisinde alerjen besin olduğundan şüphelenilen hiçbir yiyecek yenmemelidir. Annelerin diyet yapması gereken durumlarda bir alerji diyetisyeninden destek almaları çok önemli bir konudur. Bazı alerjenlerin hangi besinlerde bulunduğu konusunda kesin bir bilginiz olmayabilir. Diyetisyeniniz sizi alerjen besinin bulunduğu yiyecekler konusunda bilgilendirecektir. İyi bir beslenme programı ile bebeğinizin çoklu gıda alerjisini rahat bir şekilde kontrol altına alabilirsiniz.
Besin alerjisi bağışıklık sistemimiz tarafından besinlere karşı anormal yanıtın verilmesiyle ortaya yatan immün cevap IgE aracılı, IgE’den bağımsız veya her ikisinin karışımı şeklinde olabilir. Besin alerjisi görülme sıklığı özellikle son yıllarda önemli bir artış göstermektedir. Çocuklarda alerjiye en sık neden olan besinler inek sütü %2,5, yumurta %1,3, fıstık %0,8, buğday %0,4, soya %0,4, fındık %0,2 ve kabuklu deniz ürünleri %0,1’dir. Erişkinlerde ise polen alerjileri sıklıkla besin alerjileri ile çapraz reaksiyona neden olmaktadır. Süt, yumurta, soya ve buğdaya karşı erken çocukluk çağı alerjileri okul çağında yaklaşık %80 düzelmektedir. Fındık, fıstık ve deniz ürünleri alerjileri ise genellikle sebat eder. Sebze ve meyvelere reaksiyonlar sık gözükmekle birlikte yaklaşık %5 bu reaksiyonlar genellikle ciddi reaksiyonlar değildir. Immün sistem besin antijenlerinin büyük çoğunluğuna tolerans geliştirir ve yanıtsız kalır. Buna oral tolerans denilir. Antijen sunan hücreler intestinal epitel hücreleri ve dendritik hücreler ve regülatör T hücreleri oral tolerans gelişimde başroldedir. İntestinal epitelyal hücreler luminal antijeni işleyerek MHC klas II kompleksi üzerinden T hücrelerine sunar. Bu sunum anerjiye neden olur. Barsak florasının da oral tolerans indüksiyonunda rol oynadığı düşünülmüştür. Bazı çalışmalar probiyotiklerin tolerojenik bakteriyel çevre oluşturarak alerjiden korunmada potansiyellerinin olduğunu söylemektedir. İnsanlarda doğumdan sonra barsak normal florasının ve oral tolerans oluşumunun besin alerjilerinin immün regulasyonunda oldukça büyük önemi olduğu gözükmektedir. Besin alerjilerinde altta yatan immün cevap IgE aracılı ise bağışıklık sistemimizin besinlerdeki proteinleri tehdit olarak algılayıp bunlara karşı IgE tipi antikorlar üretmesi ile başlar. Duyarlı olan bireyler aynı besinle karşılaştığında daha önce oluşmuş olan IgE antikorlarına bağlanır ve mast hücrelerinden başlıca histamin olmak üzere birçok maddenin salınmasına neden olur. Klinik bulgular işte bu maddelerin etkisine bağlı olarak gelişmektedir. Besin alerjilerinin gelişiminde rol alan IgE dışı mekanizmalara bağlı gelişen semptomlar daha geç ortaya çıkarlar. Kanlı, mukuslu dışkılamanın görüldüğü tip alerjik proktokolit; besin alımından birkaç saat sonra sürekli kusma ile karakterize Besin proteinlerinin tetiklediği enterokolit sendromu bunlara örnektir. Bu duruma inek sütü, soya, yumurta gibi besinler neden olabilir. Alerjik reaksiyonlar oral alerji sendromunda olduğu gibi hafif lokal semptomlardan ciddi hayati tehdit eden anaflaksiye kadar çok geniş yelpazede görülebilmektedir. IgE aracılıklı besin alerjileri Deri Ürtiker/Anjiyoödem, morbiliform döküntüler ve flaşing. Gastrointestinal Oral alerji sendromu, gastrointestinal anafilaksi Solunum Akut rinokonjunktivit, bronkospazm vizing Jeneralize Anafilaktik şok IgE birlikteli/hücresel aracılıklı besin alerjileri Deri Atopik dermatit Gastrointestinal Eozinofilik özefajit, Alerjik eozinofilik gastroenterit Solunum Astım Hücresel aracılıklı geç tip besin alerjileri Deri Kontakt dermatit, Dermatitis herpetiformis Gastrointestinal Alerjik proktokolit, Besin protein enterokoliti, besin protein enteropati sendromları, Çölyak hastalığı. Solunum Pulmoner hemosiderosis Heiner’s sendromu. I- IgE Aracılıklı Besin Alerjileri Ürtiker anjiyoödem duyarlı kişide, besinin alınmasından sonra dakikalar-2 saat gibi bir süre içinde belirtiler başlar. Kaşıntılı ürtiker plakları oluşur. Bazen dil ve dudaklar şişer. Kapiller ve küçük damarların geçirgenliğinin artışına bağlıdır. Akut ürtikerde yaklaşık %20’sinde besinler etkendir. Çocuklarda; yumurta, süt, fıstık ve diğer kabuklu kuruyemişler rol oynar. Erişkinlerde en sık balık, kabuklu deniz ürünleri, fıstık etkendir. Kronik ürtikerde besinlerin rolü çok daha düşük olup bazı çalışmalarda %2-4 civarında bulunmuştur. Oral alerji sendromu Polen-besin sendromu olarak da isimlendirilir. Önce inhalan yolla polen alerjisi gelişir. Ardından bununla çapraz reaksiyon yapan besin alındığında semptom oluşur. Besinin alınmasından sonra dakikalar içinde dil, dudak, damak, boğazda kaşıntı, yanma, bazen anjiyoödem oluşur. Kulak kaşıntısı, boğazda tıkanma hissi de gelişebilir. Genellikle çiğ meyve ve sebze yemekle oluşur. Bu besinlerin pişmiş formunda tipik olarak oral alerji sendromu görülmez. Burada söz konusu olan besinler; elma, armut, kivi, fındık, havuç, kereviz olup, polen mevsiminde semptomlar daha belirgindir. Bu tür alerjinin tanısında taze besinle prik test yapılmalıdır. Ticari antijenlerin içindeki oral alerji sendromuna yol açan antijen yapısı bozulmuş olup yanlış negatif sonuç verebilir. Gastrointestinal anafilaksi Etken besinin alınmasından sonra, semptomlar dakikalar-2 saat içinde başlar. Bulantı, kusma, karın ağrısı, karında kramp ve ishal görülebilir. Semptomlar her zaman çok şiddetli olmaz. Bebek veya çocukta periyodik karın ağrısı, kusma gibi gözden kaçabilecek semptomlar; buna ikincil çocukta iştahsızlıkla kendini gösterebilir. Akut rinokonjunktivit Besin allerjisine bağlı izole rinokonjunktivit çok nadir görülür. Genellikle başka alerjik semptomlar da eşlik eder. Besin alımından sonra dakikalar-2 saat içinde semptomlar başlar. Göz çevresinde kızarıklık, gözlerde kaşınma ve sulanma, burun tıkanması, akıntısı ve kaşıntısı ile hapşırma eklenir. Bronkospazm Astım veya izole “wheezing”, besin alerjisi bulgusu olarak çok nadir bir durumdur. Sorumlu besin bronş hiperreaktivitesini artırabilir; ancak astım atağı başlatabilmesi çok nadirdir. Duyarlı olan besin pişirilirken veya başka nedenlerle havaya karışan antijenlerinin inhalasyon yolu ile alınması, bronkospazm’da daha önemli bir yer edinmektedir. Besine bağlı anafilaksi İgE bağımlı sistemik reaksiyonlar hafif ürtikerden şoka kadar değişik şiddette olabilir. Semptomlar, besin alındıktan hemen sonra dakikalar- 2 saat başlar. Bifazik de olabilir ve ilk reaksiyondan 1-2 saat sonra tekrar alevlenebilir. Besine bağlı egzersizle oluşan anafilaksi Gıdayı aldıktan sonraki 2-4 saat içinde yapılan ağır egzersizle ortaya çıkan bir durumdur. Gıdadan yakın zaman önce veya sonra egzersiz yapılmazsa, reaksiyon olmaz. Egzersizle mast hücre aktivasyonuna bağlanmaktadır. Daha çok genç erişkin yaşta görülür. Kereviz, buğday, meyve, fıstık, balık ve deniz ürünleri ile görülür. II- IgE Birlikteli / Hücresel Aracılıklı Atopik dermatit IgE aracılıklı veya non-IgE aracılıklı olabilir. %90’ı 1 yaşından önce başlar. Tipik dağılımı vardır. Aşırı kaşıntılı, tekrarlayıcı ve kronik seyirlidir. . En sık süt, yumurta, soya, buğday ve fıstıkla oluşur. İlk 6 ayda ortaya çıkan ve topikal steroide cevap vermeyen atopik dermatitlerde besin alerjisi mutlaka düşünülmelidir. IgE aracılı olanda deri prick testi veya spesifik IgE tayini ile sorumlu besin belirlenebilir. IgE aracılı olmayan mekanizmalar için diğer alerjik hastalıklarda olduğu gibi 2 hafta kadar bir eliminasyon ve ardından provokasyon yaparak lezyonlardaki düzelme-alevlenme reaksiyonları ile sorumlu besin varsa saptanabilir. Alerjik eozinofilik özefajit Bebeklikten adölesana kadar her dönemde görülür. Erişkinde daha sıktır. Bebeklerde beslenmeyi reddetme, huzursuzluk, kusma, büyüme geriliği gözlenirken çocuklarda karın ağrısı, kusma, gastro-özefagial reflü hastalığı benzeri şikâyetler, yutma güçlüğü, yiyeceklerden iğrenme, adölesanda ise disfaji, besinlerin özefagusta takılma hissi, bulantı, reflü benzeri şikâyetler, büyüme geriliği gibi şikâyetlerle kendini gösterir. Reflü tedavisine yanıt vermez. Tipik öykü ve gastrointestinal sistemden alınan çoklu biyopsi örneklerinin incelenmesi ile tanı konur. Biyopside eozinofil infiltrasyonu görülür. Alerji saptanan besinin 3 ay kadar eliminasyonu ile düzelir. Bebeklerde mama olarak tam hidrolize amino asit mama önerilir. Alerjik eozinofilik gastroenterokolit Gastrik ve intestinal mukozadan serozaya kadar ilerleyebilen eozinofil infiltrasyonu vardır. Periferal eozinofili de görülebilir. Vaskülit yoktur. Eozinofil infiltrasyonlu kas tabakası kalınlaşması, obstrüksiyon benzeri bulguya yol açar. Kronik veya intermittan karın ağrısı, bulantı, irritabilite, iştahsızlık, büyüme geriliği, kilo kaybı, ishal, anemi, protein kaybettiren gastroenteropati bulguları olabilir. Her yaşta görülebilir. Serum IgE düzeyi yüksektir. Hastaların %50’sinde bir atopik hastalık vardır. Bazı besin ve inhalan allerjenlere prick deri testi pozitiftir. Astım Kronik astımda besinle atak tetiklenmesi nadir görülür. Besinlerin inhalasyonla alınması, bronkospazm yapabilir. Pişirilen besinlerin buharı da etkili olabilir. III-Hücresel Aracılıklı Kontakt dermatit Genellikle besine temasa bağlı gelişir. Çiğ besinlerin rolü daha fazladır. Balıkçı, kasap gibi mesleklerde daha sık görülür. Tanıda “Patch” test uygulanabilir. Dermatitis herpetiformis Kol ve bacakların ekstansör yüzünde, kalçada çok kaşıntılı papüloveziküler döküntülerle seyreder. Kronik seyirlidir. Gluten duyarlı enteropati ile ilişkilidir. Herhangi bir yaşta çıkabilir. Çölyak hastalığı veya atopik dermatitle karışabilir. Gastrointestinal şikayetler minimal veya hiç yoktur. Gastrointestinal lezyonlar Çölyak hastalığına benzerse de biyopside patolojik değerlendirme ile ayrılabilir. Lezyonlar, glutensiz diyetle birkaç ayda düzelir. Alerjik proktokolit Dışkıda yoğun veya gizli kan bulunur. Genellikle 6 aydan küçük bebeklerde görülür. Anne sütü yolu ile veya direkt alınan inek sütü veya soya proteinine bağlıdır. Bebekler tamamen sağlıklı görünümdedir. Lezyon, distal kalın barsaktadır. Sadece dışkıda kan vardır. Kanın miktarı değişkendir. Direkt görünebildiği gibi tetkikle gizli kan bulunabilir. Sorumlu besini elimine edince, 72 saat içinde dramatik iyileşme görülür. Alerjen eliminasyonu ile 6 ay-2 yaş arası kaybolur. Besin protein enterokoliti Protein intoleransı da denir. Hayatın ilk üç ayında görülür. Tipik inatçı kusmalar, tekrarlayan ishal vardır. Dehidratasyona neden olabilir. Kusma, beslenmeden 1-4 saat sonra olur. Alerjiye neden olan besin verilmeye devam edilirse kanlı ishal, anemi, abdominal distansiyon ve büyüme geriliğine neden olabilir. Semptomlar, inek sütü proteini veya soya bazlı mamalara bağlı gelişir. Nadiren anne sütü aracılığı ile aktarılan inek sütü proteini de etken olabilir. Daha büyük bebeklerde ve çocuklarda yumurta, buğday, pirinç, yulaf, fıstık, diğer yağlı tohum çerezler, tavuk ve balık duyarlığı ile de benzer enterokolit sendromları görülebilir. Dışkıda gizli kan, nötrofil ve eozinofil infiltrasyonu vardır. Gıda emilimi bozulduğu için şeker malabsorbsiyonuna bağlı dışkıda redüktan madde pozitif saptanabilir. Gelişen sekonder disakkaridaz eksikliği de ishalin 2 haftaya kadar uzamasına neden olur. Diyete rağmen semptomların düzelme süresi uzar deri prick testi negatiftir. Sorumlu allerjeni elimine ederek genellikle 72 saat içinde semptomlar düzelir; provokasyonla tekrar olur. Tam iyileşme 6 ayla 2 yıl arasında değişir. Besin protein enteropati sendromları Hayatın ilk aylarında ishal ve kilo alamamak şeklinde görülür. Hastaların çoğunda dirençli, uzamış ishal, kusma, büyüme geriliği, malabsorbsiyona neden olur. Kusma, gıdanın alımından 1-3 saat içinde, ishal 2-10 saat; ortalama 5 saat içinde başlar. Genellikle 9 aydan küçüklerde başka gastrointestinal sistem bozuklukları olmadığı belirlendikten sonra sorumlu besinin alımı ile 6-24 saat içinde bulguların ortaya çıkması, gıdanın diyetten çıkarılması ile düzelmesi, tekrar verilmesi ile yine semptom oluşması kesin tanıya götürür. Dışkıda redüktan madde ve yağ pozitif bulunur. D-xylozabsorbsiyon testi bozuktur. En sık inek sütü proteinine bağlı olur. Soya, yumurta, buğday, pirinç, tavuk ve balığa bağlı da olabilir. Eliminasyonla semptomların düzelmesi birkaç gün ile haftalar arasında değişir. Bebeklerin yarıya yakınında anemi olur. Çoğunda protein kaybı vardır. Heiner sendromu Besin ilişkili pulmoner hemosiderozis de denir. Besinlere karşı pulmoner reaksiyondur. İnek sütü proteinine presipitan IgG antikoru yapılması söz konusudur. Yumurta, domuz eti ve karabuğday ile vakalar da bildirilmiştir. Akciğerde infiltrasyon, pulmoner hemosiderozis, tekrarlayan pnömoni, gastrointestinal kan kaybı; demir eksikliği anemisi ve büyüme geriliği ile seyreder. Tedavide besinin eliminasyonu önemlidir. Eliminasyon ve tolerans gelişme süresi değişkendir. 2 yıl süt eliminasyonu sonrası sütü tolere eden, ama 2 ay sonra yeniden Heiner semptomları görülen vaka bildirilmiştir. BESİN ALERJİLERİNDE TANI Dikkatli bir öyküyle besin alerjisinin IgE aracılı mı yoksa non IgE aracılı mı olduğuna karar verilebilir. IgE aracılı alerji tanısı ani başlangıçlı besin alerjisi öyküsü olması, deri prick testi ve spesifik IgE ölçümü ile kombine edildiğinde %50-100 arasında konulur. Atopi patch testinde kuyucuklara besin alerjenleri konur ve deriye yama tarzında yapıştırılır. 48 saat sonra yama çıkartılır ve deri üzerindeki eritem ve ödem değerlendirilir. Besin alerjisi tanısında ”altın standart” çift kör plasebo kontrollü besin yükleme testidir. Bu testte hem testi yapan kişi hem de hasta verilen besinin içeriğini bilmemektedir. Besin alerjilerinde dikkat edilmesi gerekenler ve tedavi Besin alerjilerinde en iyi tedavi stratejisini belirlemek için; kişinin hangi besine alerjisi olduğu ve bu besinle teması sonrası görülen reaksiyonların net olarak bilinmesi gerekir. Tedavide alerjiye neden olan besinin diyetten çıkarılması ve istenmeyen maruziyet durumunda gelişebilecek reaksiyonların acil tedavisi önemlidir. Hazır gıdaların etiketlerinin okunması; bilinmedik markaların ve etiket bilgisinde içerik yazmayan ambalajlı gıdaların tüketilmemesi gerekir. Bazı besin dışı ürünler de besin alerjenleri içermektedir. Örneğin grip aşısı yumurta proteini içermektedir ve ciddi yumurta alerjisi olan hastalarda risk oluşturmaktadır; Bazı ilaçların içinde bulunan laktoz süt şekeri, süt proteini olmamasına rağmen ciddi inek sütü proteini alerjisi olan hastalarda alerjik reaksona neden olur. İnek sütü proteini olan kazein de lateks eldivenlerin yapısında kullanılır ve inek sütü alerjisi olan kişilerde alerjiyi tetikleyebilir. Kozmetik ve el sanatları malzemelerinde de bazı besin alerjenleri vardır. Eliminasyon Diyeti Yapılan çalışmalarda, alerjik besinin diyetten elimine edilmesi zaman içinde alerjene bağlı görülen reaksiyonları azalttığı ve remisyonu sağladığı görülmüştür. Bu yaklaşım inek sütü veya yumurta alerjisi olan çocuklarda daha etkin olmuştur. Kuru yemiş ve deniz ürünlerine karşı yapılan eliminasyon diyeti ile tolerans sağlanamamıştır. İnek sütü eliminasyonu inek sütü sadece kalsiyum, fosfor ve D vitamini kaynağı değil aynı zamanda protein, yağ, vitamin B12 vitamini, A vitamini, pantotenik asit, riboflavin kaynağı olduğundan küçük çocuklarda bu gıda diyetten çıkarılacaksa onun yerine konulacak besinler profesyonel bir diyetisyen yardımı ile seçilmelidir. Aksi taktirde beslenme yetersizliğine neden olabilir. Unutulmamalı ki inek sütüne alerjisi olan çocukların yaklaşık %90’nda keçi sütüne karşı da alerjileri vardır. Formüla ile beslenen inek sütü alerjili bebeklerde, aminoasit bazlı veya yoğun hidrolize formüller alternatif olabilmektedir. Yumurta eliminasyonu Yumurta diyete; protein, B12 vitamini, riboflavin, pantotenik asit, biyotin ve selenyum katkısı sağlar. Süt, soya, et, balık ve kümes hayvanları gibi pek çok besin, yumurta içeriğinde bulunan mikrobesinleri içermektedir. Yumurtayla alınan mikro besinler günlük besin ihtiyacının az bir kısmını oluşturduğundan alternatif besinleri tüketmek yumurtanın diyetteki eksikliğini kapatmaktadır. Buğday eliminasyonu Buğdayın sağladığı karbonhidratlar, diyet için temel enerji kaynağıdır. Ayrıca buğday çok sayıda mikro besini tiamin, riboflavin, niasin, B6 vitamini, folik asit, demir, magnezyum de içermektedir. Bu yüzden buğday eliminasyon diyeti verilen çocuklara ihtiyaçları olan mikro ve makro besinler ek olarak verilmelidir. Buğday alerjisi olan hastaların buğday içeren tüm besinlerden kaçınmaları gerekmektedir. Bu da işlenmiş birçok besinin ekmek, makarna, kek, kurabiye, kraker vb. diyetten çıkarılmasını gerektirmektedir. Buğday alerjisi olan hastalarda kullanılabilecek alternatif unlar pirinç unu, mısır unu, yulaf unu, çavdar unu bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda, inek sütü veya yumurta alerjisi olan çocukların %7-75’inin, fırınlanmış süt ve yumurta ürünlerini tolere edebildikleri gösterilmiştir. Besin alerjisi olan bebeklerin annelerinde eliminasyon diyetleri Yapılan çalışmalarda bebek için alerjen olan besinin, anne tarafından alındığında anne sütü yoluyla bebeğe geçerek alerjik reaksiyonlara neden olabileceği gösterilmiştir. Eğer anne sütüyle beslenen bebek spesifik bir besine karşı alerji tanısı almışsa annenin de diyet yapması önerilmektedir. Annenin diyetinde bebekte alerji yapan besinin miktarının azaltılması, tamamen elimine edilmesi veya süt ve yumurta alerjileri için bu besinlerin sadece fırınlanmış şekilde tüketilmesi gibi alternatif diyet seçenekleri bulunmaktadır. Hangi alternatifin seçileceği hastaya göre belirlenmelidir. Örneğin annenin alerjen besini tüketimi sırasında, bebekte belirgin kötü bir etki görülmüyorsa annenin alerjen besini tüketmesine izin verilebilir. Ancak anne sütündeki alerjene karşı bebekte akut reaksiyon görülüyorsa ya da annenin alerjen besini düşük miktarlarda tüketmesi bebekte kronikleşen semptomlara yol açıyorsa annede tam eliminasyon önerilir. Eliminasyon diyeti yapan annelerin yeterli beslenmesi sağlanmalı ve diyet nedeniyle alamadıkları vitamin ve/veya mineral desteği ilave olarak verilmelidir. Bu anneler emzirdikleri için dengeli ve doğru bir diyet yapmaları için profesyonel diyetisyen yardımı almalıdırlar. İnek sütü eliminasyonu yapan annelere, günlük 1000 mg/gün kalsiyum takviyesi yapılması önerilmelidir. Immünoterapi Alerjen besine tolerans gelişmesidir. Rutin olarak uygulanan bir yöntem değildir. Her hasta bu terapi için uygun değildir. Oral Immünoterapi Besin alerjisi olan çocuklara alerjik olan gıdanın küçük, ancak artan dozlarda uygulanması, reaktivite eşiğinin yükselmesine ve sonuçta tolerans gelişmesine neden olmaktadır. Ama bu terapinin de yan etkileri vardır bazı hastalarda idame dozda bile reaksiyon görülmektedir veya küçük bir bölüm hastada eozinofilik özofajit gelişmektedir. Sublingual Immünoterapi Besinlerle immünoterapi uygulamasında bir diğer yol besin özleriyle yapılan sublingual immünoterapi. Probiyotikler Besin alerjilerinde alerjik yanıtın düzenlenmesinde probiyotiklerin rolü araştırılmaktadır. Hamilelik ve emzirme döneminde annenin diyetine probiyotiklerin eklenmesinin yüksek riskli bebeklerde egzama insidansını azalttığı gösterilmiştir. Bazı çalışmalarda inek sütü alerjisi olan çocuklarda tolerans gelişimini hızlandırdığı saptanmıştır. Ancak tam tersine besin alerjilerinde probiyotiklerin faydası olmadığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Bu yüzden henüz rutin kullanımları önerilmemektedir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Ana Sayfa Bebek Bebeklerde Alerji Oluşma NedenleriBebeklerde Alerji BelirtileriBebeklerde Alerji Testi Nasıl Yapılır?İlgili Yazılar Bebeklerde alerji daha çok besin alerjileri olur. Genetik ile alakalı olsa da bu besin kaynaklı bebeklerde alerji anne ve babada olmayabilir. Bu yazıda sizlere bebeklerde alerji belirtileri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler vereceğiz. Bebeklerde Alerji Oluşma Nedenleri Bebeklerin bağışıklık sistemleri, yetişkin insanların bağışıklık sistemlerine göre daha zayıftır. Bu yüzden dışarıda bulunan bakterilerden herhangi bir hastalık kapması çok normaldir. Bu yüzden bebeğin ebeveynleri bebeğin temizliğine çok fazla özen göstermeli ve bebeklerine dikkat etmelidir. Bu hastalıklar sonucu bazı bebeklerde alerji oluşabilir. Yumurta, süt, balık gibi ürünlerden alerji oluşabilir. Bunun nedeni bebeklere bu yiyeceklerin içindeki vitaminlerin fazla gelmesinden kaynaklanıyor olabilir. Bebekleri çok küçük yaşlarda parfüm ve deodorant gibi kokulara maruz bırakırsanız hem o zaman bazı sağlık sorunlarına yol açar hem de ileride bazı alerjilerin olmasına sebebiyet verir. Bu yüzden bebeklerin yanında olabildiğince temiz hava olmalıdır. Bebeklerde Alerji Belirtileri Bebeklerde alerji belirtileri şunlardır Bebeklerde pişik ve yanma hissi oluşuyorsa ve yanında kaşıntı da varsa bunlar alerjinin en temel belirtilerindendir. Nefes darlığı ve yutma güçlüğü çekmek alerjilerin bir diğer belirtisidir. Çok sık görülmez ama yaşanması durumunda acil tedaviler uygulanmalıdır. Bebeğin gözlerinde şişlik oluşuyorsa ve bunun başka bir nedeni yoksa alerji belirtisi olabilir. Bebeğin dudağında veya boğazında şişlik varsa bebekte alerji var demektir. Bu durum çok sık görülmeyen bir belirtidir. Son olarak bebeğinizde diğer yaşıtlarına göre büyüme geriliği varsa bu da alerjilerin bir belirtisidir. Büyüme geriliğinin birçok sebebi vardır. Bu yüzden bu durumdan tamamen emin olmalısınız. Bebeklerde Alerji Testi Nasıl Yapılır? Bebeklerde alerji bakımından bebeğinizde bazı testler sonucu alerji olduğu ve bunun da besin alerjisi olduğu anlaşılırsa bazı tedavi yöntemleri uygulanır. Alerji testi kandan yapılan alerji testi ve ciltten yapılan alerji testi olmak üzere ikiye ayrılır. Ciltten yapılan testte alerjenler cilde damlatılarak yaklaşık yirmi dakika beklenmektedir. Bu işlemin mutlaka bir doktor tarafından yapılması, çıkan sonucun en doğru şekilde yorumlanması için oldukça önemlidir. Örneğin ilk başta alerji yapan bu besinin yenmemesi gerekir. Doktor gözetiminde bunlar denenir. Ayrıca bebeklerde alerji yapan besinin içindeki şeyler tespit edilerek bunların da yenilmemesi sağlanır. Aynı şey değildir fakat içeriği aynı olduğu için alerjinin devam etmesine neden olabilir. Bebeğinizdeki alerji besin alerjisi değilse gerekli tedaviler uygulanır. Bazen tedaviler sonucu bu alerji geçer. Bazen de ömür boyu devam eder. Ömür boyu ilaç kullanmak gerekebilir. Post Views 700 Benzer Yazılar Sitemizi en iyi şekilde kullanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılmaktasınız. Cookie settingsTAMAM
Bebeklere ek gıdayla tanıştırmak aileler için heyecanlı bir serüvendir. Ancak bebeÄŸinizin bağışıklık ve sindirim sistemi anne sütü dışındaki yeni baÅŸlanacak besinlere karşı alerjik reaksiyon verebilir. Peki, bebeklerde besin alerjisine neden olabilecek yiyecekler hangileridir ve alerjik süreç önlenebilir mi? Konuyla ilgili tüm detayları Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat DoÄŸan aktardı.Uzun yıllar boyunca, alerjik hastalık yönünden risk altındaki bebeklerde gıda alerjisinin önlenmesinde geçerli olan kural; bebeÄŸin bağışıklık ve sindirim sistemleri alerjen ile baÅŸ edebilecek kadar geliÅŸtiÄŸinde ek gıdalara baÅŸlanması ÅŸeklindeydi. Yüksek derecede alerjen olabilecek gıdalara baÅŸlanmaması veya geç baÅŸlanması, böylece alerjik duyarlılığı en aza indirmek için çaba göstermek ana beslenme kuralı en yüksek alerjenik gıdaların baÅŸlanması ile ilgili tavsiye, "ne kadar geç olursa o kadar iyi" ÅŸeklindeydi. Bu durumun sadece gıdaya deÄŸil, daha sonraki yaÅŸamda soluma ve temas alerjisine karşı alerjiyi önleyeceÄŸi umuluyordu. Åu anki görüş ise bu düşüncelerden tamamen farklı! Eski düşüncenin tam tersine; erken yaÅŸamda alerjenlere maruz kalmanın, bebeÄŸin bağışıklık sistemi tarafından gerçekten tolere edilebildiÄŸi söylenmektedir. Ayrıca erken alerjenlere maruz kalmanın gıdaya karşı alerjik duyarlılığı önleyebileceÄŸi veya azaltabileceÄŸi düşüncesi yaygındı yıllarda pediatrik gıda alerjisi yönetimindeki en önemli deÄŸiÅŸikliklerden biri ise erken bebeklik döneminde gıda alerjisini önleme stratejilerinde olmuÅŸtur. Åu anda 4-6 aya kadar sadece anne sütüyle besleme, ardından tamamlayıcı gıdaların bireysel olarak baÅŸlatılması önerilir. Hamilelik ve emzirme sırasında annenin sadece kendi alerjenlerinden kaçınmak dışında diyetiyle ilgili herhangi bir kısıtlama yapmasına gerek olmadığı belirtilmektedir. Alerji riski olan bebek birinci derece akrabalarında alerjik bir tanı veya belirti olan çocukları ifade eder. Yani ya anne veya babası ya da kardeÅŸinde alerjik bir olay mevcuttur. Bu alerjik yönden riskli çocuklara ilk 6 ayda anne sütü verilemiyorsa özel formüller verilmek suretiyle alerji riski azaltılmaya çalışılmıştır. Fakat çocuk büyüdükçe bu riskin azalmadığı ve hastalığın devam edebileceÄŸi bilinmektedir. Bu amaçla, yeni yaklaşım modelleriyle birlikte probiyotikler ile alerjinin önlenebileceÄŸi yönünde kanılar vardı için alerji riski nasıl anlaşılır? Alerjik hastalıklar çevre ve genetik yapı ile güçlü iliÅŸki içerisindedir. ESPACI Avrupa Pediatrik Alergoloji ve Klinik İmmünoloji DerneÄŸi , ESPGHAN Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme DerneÄŸi ve Amerikan Pediatri Akademisi'nin ortak bildirisi olarak birinci derece akrabalarının en az birisinde alerji tanı almış çocuklar yüksek alerik riskli bebek olarak kabul alerjenlerine duyarlılık, esas olarak yaÅŸamın ilk yılında ortaya çıkar ve inek sütü alerjisi, duyarlı bebeklerde ortaya çıkan ilk gıda alerjisidir. Alerjik ebeveynlerin çocuklarında alerji görülme riski, alerjisi olmayan ailelerin çocuklarına göre önemli ölçüde daha fazladır; genetik faktörlerin astım ve alerjinin % 50-% 70'ini oluÅŸturduÄŸu tahmin edilmektedir. Fakat yine de yaÅŸamın ilk yıllarında atopik hastalık geliÅŸtiren pek çok çocuÄŸun ailesinde alerji öyküsü bulunmamaktadı her çocukta farklı yanıt oluÅŸturmasının ana nedeni vücutta bağışıklık sistemi hücrelerinin yanıtına dayanmaktadır. Bu tamamen alerjenden bağımsız olabilmektedir. Fakat yine de alerjik yanıt oluÅŸturma potansiyeli yüksek ürünlerde vardı alerjisi diÄŸer alerjik hastalıklara sebep olur mu?Eskiden alerjik ilerleme olarak belirtilen ve atopiden sıtmaya ilerlediÄŸi düşünülen sürecin önlenmesi için alerjenlerden ne kadar uzak kalınırsa çocukların o kadar güvende olacağı düşünülüyordu. Böylece çocuk ilerde alerjik rinit veya astım olmayacaktı. Çalışmalarda bu kanıtlanamamıştır. Atopisi olan çocuklardan alerjenleri uzak tutmak astımı ve riniti belki önlemeyecektir ama anaflaksiden kesinlikle çocukları koruyacaktı yatkınlık anne karnında mı baÅŸlar mı?Anne karnındaki bebek aslında anneden farklı bir genetik yapıya sahiptir. Çünkü babadan gelen genleri de taşır. Fakat anne bu yabancı duruma karşı bebeÄŸe herhangi bir karşıt bağışıklık oluÅŸturmaz. Bu durumda bebeÄŸin anne karnında aslında alerjenlere karşı bir ÅŸekilde kendini koruyabildiÄŸi ve anneyle dost olduÄŸu söylenebilir. Anne karnındaki bebeÄŸin etrafındaki su olan amniyotik sıvıda pek çok alerjen saptanmıştır. Bu alerjenlerin bebekte yanıt oluÅŸturabileceÄŸi ve bebeÄŸin doÄŸumdan sonra bunlara karşı aşırı yanıt oluÅŸturmayacağı düşüncesi mevcuttur. Yani bebek amniyotik sıvıdaki alerjenleri yabancı ama zararsız diye kodlayacak doÄŸumdan sonra ise aşırı yanıt oluÅŸturmayacaktır diye düşünülmektedir. Annenin bebekte alerjik yanıtı önleyen antikorları olduÄŸu da düşünülmektedir. Bu antikorlar doÄŸumdan sonra bebekte olmadığından bebek doÄŸumdan sonra alerjik yanıtlar verebilmektedir. Bu da anne karnında annenin yediÄŸi besinlere alerjik olmayan çocuÄŸun doÄŸduktan sonra bu koruyucu antikorlar olmadığından anne sütünde dahi alerjik reaksiyonlar oluÅŸmasını açıklamaktadı Annede alerji varsa, bebeÄŸi için hassas olan bu iç dengede alerjik geliÅŸimden koruyabilmek için mutlaka alerji yapan besinlerden uzak kalması tavsiye edilmektedir. Alternatif güvenilir kaynaklardan tam ve dengeli beslenme saÄŸlamalıdır. Hamilelik sırasında annenin kendi alerjenleri dışındaki herhangi bir yiyecekten kaçınmasının bebeÄŸinin alerjik durumunu iyileÅŸtireceÄŸini gösteren hiçbir kanıt alerjikse bebeÄŸini emzirmemeli mi?Anne sütü, tüm yeni doÄŸan bebekler için ideal beslenme, immünolojik ve fizyolojik besin saÄŸlar. Anne sütünün bileÅŸenleri bebeÄŸin doÄŸal savunmasını güçlendirir ve bağışıklık sisteminin olgunlaÅŸmasını destekler. İlk günlerdeki kolostrum sütü ve sonradan oluÅŸan anne sütündeki antikorların yüzde doksanı, bebek yeterli antikor üretene kadar bebeÄŸi korur. Yaklaşık 6 aylıkken kendi koruyucu antikorları artmaya bebekte alerjik hastalıkların geliÅŸimi üzerinde emzirmenin etkisi tartışmalı bir konudur. Fakat anne sütünün alerjik hastalıklara karşı koruduÄŸunu gösteren çalışmalara koruma göstermediÄŸini söyleyen çalışmalar olmasına raÄŸmen kıymetlidir. Çünkü anne sütü doÄŸada bebeÄŸin alabileceÄŸi en saf ve en güvenilir besindir. Dolayısı ile anne sütü ile beslenmek bebek için tabii ki de kıymetlidir. Burada sorun anne sütü verilemeyen bebeklerin bu konuda nasıl bir risk altında olduÄŸudur. Burada olumsuz çalışmaların kıymeti ortaya çıkmaktadır. Yani anne sütü alamıyorsa bir bebeÄŸin kesinlikle alerjik olacağı sö alerjik olan bir annenin anne sütünü kesmesi doÄŸru bir yöntem deÄŸildir. Her iki durumda da hekimle danışılarak anne sütü teÅŸviki ve yapılacak önlem varsa da birlikte karar alınması en doÄŸru 6 ay boyunca besin alerjisi duyarlılığının önlenmesi mümkün müdür?Bebeklerde yalnızca anne sütü verilmesine raÄŸmen isteyerek veya kaza ile sadece bir kere formül mama bebek maması veya inek sütü verilmesiyle bile bebeklerde alerji riski artabilir. Formül mamaların içeriÄŸindeki inek sütü proteini, bu alerjik sürecin baÅŸlatılması için bir kere bağırsaklara girdiÄŸinde geri dönüşümsüz olumsuz yolculuÄŸu baÅŸlatabilmektedir. AraÅŸtırmalar erken dönemde inek sütü proteinine maruz kalmanın alerji yönünden risk oluÅŸturacağı yönünde yüksek kanıtlar gö durumlar dışında gebelikte veya emzirme döneminde annenin diyet kısıtlaması uygun bulunmamaktadır. Bebekte alerji olmadıkça veya annede ya da babada alerji yoksa diyet kısıtlamasına gerek ile beslenmeBir bebeÄŸin anne sütü ile beslenmesi her zaman mümkün deÄŸildir. Bebek alerji riski altındaysa veya alerjik ise en iyi mama seçimini yapmak son derece ö bir bebekte inek sütü alerjisi belirtisi veya semptomu yoksa, geleneksel bir inek sütü bazlı mamanın bebek beslenmesi için güvenli olduÄŸunu öne sürse de, yüksek alerji riski olan bebeklerde hidrolize mamalar tercih edilmelidir. Çünkü alerji riski yüksek olan bebeklerde hidrolize bebek formüllerinin, geleneksel süt bazlı formüllere kıyasla atopik hastalığın geliÅŸmesine karşı bir koruma ölçüsü saÄŸladığına dair kanıtlar vardı riski olan bebeklerde eÄŸer anne sütü verilemiyorsa hidrolize mamaların verilmesinin alerji geliÅŸme riskini azalttığı yönünde yayınlar mevcuttur. Bu bebeklere doÄŸrudan inek sütü verilmesi veya normal mamaların kullanılması önerilmemektedir. Burada tam hidrolize mamaları kullanmak ana hedeftir. Yarı hidrolize mamaların atopiyi yani alerjiyi önlediÄŸi kanıtlanmamıştı alerjisi olan bebekte katı gıdaya geçiÅŸ nasıl olmalıdır?Katı yiyeceklerdeki çoklu alerjenlerin alerjik bebeÄŸe verilmesinin tercihen 6 aylık olana kadar ertelenmesi tavsiye edilir. Uzmanlar, bu yaÅŸa kadar bebeÄŸin olgunlaÅŸmamış sindirim sistemi ve bağışıklık sisteminin duyarlılaÅŸma ve alerji geliÅŸme riskini artırabileceÄŸini öne sürüyorlar. Yaklaşık 4–6 aylıktan itibaren her yiyecek ideal olarak 4 günlük bir süre içinde alerji belirtilerinin geliÅŸmesi ihtimaline karşı bebeÄŸe dikkatle verilmelidir. Karışımdaki her yiyecek bebeÄŸe verilene ve tolere edilene kadar diÄŸer baÅŸka yiyeceklerle karıştırılmış olarak besin alerjileri hayat boyu devam eder mi?Pek çok çocuk, yiyeceklere karşı erken alerjilerini kendiliÄŸinden aÅŸar. Bu durumlara tek tek deÄŸinecek olursakİnek sütü alerjisi Erken inek sütü alerjisi olan çocukların çoÄŸu, 3 yaşına kadar alerjilerini aÅŸar. 1990 yılında yapılan bir araÅŸtırmada; inek sütü alerjisi olan bebeklerin% 56'sının % 77'sinin 2. yılında ve % 87'sinin ise alerjilerini aÅŸtığını göstermiÅŸtir. Bu iyileÅŸme oranları sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda daha düşük bulunmuÅŸtur. Özellikle inek sütüne karşı alerji antikoru inek sütü spesifik IgE pozitif olan çocuklarda iyileÅŸme daha geç yaÅŸlara 16 yaÅŸ sarkmıştır. Ayrıca astım, atopik rino-konjunktivit saman nezlesi ve atopik dermatit egzama olan çocukların erken dönem inek sütü alerjisini geçme olasılıklarının daha düşük olduÄŸu bildirilmiÅŸtir. Bu da en yüksek alerjik bireylerin en çok kalıcı risk altında olduÄŸunu düşündürmektedir. Yumurta alerjisi Yumurta alerjisi olan bebeklerin % 80'inin 5 yaşına kadar yumurta tüketebildiÄŸi bildirilmiÅŸtir. Ancak burada da yeni raporlar bu sürenin daha uzun zamanda da oluÅŸabileceÄŸini söylemektedir. Yumurta alerjisi olan çocukların %4'ünün alerjilerini ilk 4 yıl, % 12'sinin ilk 6 yıl, % 37'sinin ilk 10 yıl ve % 68'inin ise 16 yılda iyileÅŸebileceÄŸi belirtilmiÅŸtir. Yine burada da inek sütünde olduÄŸu gibi alerjik antikor pozitifliÄŸi yumurta spesifik Ig E , astım ve alerjik rinit varlığı iyileÅŸme sürecini uzatıcı olumsuz faktörlerdir. ÇocuÄŸun ileriki zamanda yumurtaya karşı toleransının geliÅŸtiÄŸi de bilinmektedir. Hayat boyu yumurta alerjisi az olmaktadı yemiÅŸlere karşı alerji fındık, fıstık vb Burada da 6 yaÅŸ civarında çoÄŸu düzelmekle birlikte, yer fıstığı alerjisi hayat boyu kalabilmektedir. AÄŸaçlarda yetiÅŸen kabuklu yemiÅŸler ceviz vb. genelde 4 yaÅŸtan sonra tolere edilebilmektedir. Fakat yine de uzman öneri ve eÅŸliÄŸinde alım denemesi yapılmalıdır. Alerjik gıdaya tolerans geliÅŸtikçe diyete eklenmesi önemlidir. Bu hem bağışıklık sistemi için önemlidir hem de çocuÄŸun yaÅŸam konforu için yaklaşım olarak oral düşük dozlar halinde alıştırma amaçlı alımla intolerans saptanan besinlerin tolerans geliÅŸtirilmesine yönelik yaklaşımlar mevcuttur. DuyarsızlaÅŸtırma ve diyete koyma protokolleriBazı durumlarda çocuk kendiliÄŸinden alerjiyi aÅŸmamış olsa bile, bir gıda alerjisine karşı duyarsızlaÅŸtırma veya tolerans saÄŸlanabilir. Gıda alerjisi yönetimi için önceki direktifler suçlu alerjenden kesinlikle kaçınmayı vurguladığı için bu nispeten yeni bir kavramdır. Åimdi, alerjik çocuÄŸu güvenli bir ortamda ağız yoluyla rahatsız edici alerjene maruz bırakarak ona tolerans uyandıran spesifik duyarsızlaÅŸtırma protokolleri geliÅŸtirilmektedir. Bunu çocuk alerji uzmanları ve alanında deneyim kazanmış uzmanlar yapmalıdır. Aileler bunu kendi baÅŸlarına denememelidirler. Burada yapılan minik oral alımlarla giderek artan ağızdan alımları saÄŸlamak ve alerji oluÅŸumu gerçekleÅŸmeden vücudun alışmasını saÄŸlamaktır. İnek sütü, yumurta ve kabuklu yemiÅŸler için hekimlerce hastane ortamında yakın takiplerle uygulanmaktadır.
bebeklerde çoklu besin alerjisi diyeti